| Boşandıktan sonra, burada kalabileceğimizi söyledi... ona karşılık olarak da bu yeri temiz tutuyoruz. | Open Subtitles | بعد الطلاق قال بأمكاننا البقاء هنا مقابل الأعتناء بالمكان |
| Boşandıktan sonra, bir hafta boyunca yataktan çıkmamıştın ve ben sana bir şeyler yemen için yalvarmıştım. | Open Subtitles | أتذكرين أنكِ بعد الطلاق بقيتي في الفراش لمدة أسبوع و كنت ألح عليكِ حتى تأكلي؟ |
| Boşandıktan sonra ağır bir depresyona girdim bu yüzden de işimden oldum. | Open Subtitles | لقد سقطت في الاكتئاب العميق بعد الطلاق ولقد كلفني عملي |
| Tabi ki. Öbür çocuğun babası. Boşanmadan sonra elbette. | Open Subtitles | نعم ، والد الطفل الاخر ، بعد الطلاق طبعا |
| Boşanmadan sonra Yahudilerle çıkmak çok ilginçti. | Open Subtitles | كم كان مثيراً حقاً أن تواعدي يهود بعد الطلاق |
| Çocukların Boşanma sonrası biriyle çıkmak konusunu bilmeleri gerektikçe öğrenmelerinin iyi olduğunu bilecek kadar aile terapisi yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بما يكفي من ,الإستشارات الأسرية لمعرفة عندما يحين الوقت ,لمواعدات ما بعد الطلاق من باب المعرفة على قدر الحاجة |
| Anlaşılan Boşandıktan sonra bile söylemek tehlikeliymiş... | Open Subtitles | كما يبدو بأنني معرضٌ للمشاكل إن افتضح الأمر حتى لو كان بعد الطلاق |
| Boşandıktan sonra seni böyle göreceğimi iyi biliyordum | Open Subtitles | كنت أعتقد أنه علينا أن نتصرف كالراشدين بعد الطلاق |
| Yani, Boşandıktan sonra onunla evleneceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن هل تقولين أنكِ ستتزوجينه أو شيء من هذا القبيل بعد الطلاق ؟ |
| Boşandıktan sonra, sabahları birlikte çay içerken, burda otururduk, | Open Subtitles | بعد الطلاق اعتدنا الجلوس هنا نشرب الساي معا |
| Boşandıktan sonra yazmaya başlayacaktım ama kader işte. | Open Subtitles | كنت سأبدء بالكتابة بعد الطلاق لكن تعرف الحياة تعترض الأمور |
| 'Boşandıktan sonra ilk' sayılır mı dersin? | Open Subtitles | هل تعتقد الاولى بعد الطلاق يمكن ان تحسب ؟ |
| Boşandıktan sonra bile babam gelmeye devam etti. | Open Subtitles | استمر في العودة حتى بعد الطلاق. |
| Ve sen... burada kalırsam, Boşandıktan sonra birlikte olduğun ilk adamdan ayrılacaksın. | Open Subtitles | ,و أنتي... لو قررت البقاء ستتركين اول رجل تكوني على .علاقة معه بعد الطلاق |
| Boşanmadan sonra Yahudilerle çıkmak çok ilginçti. | Open Subtitles | كم كان مثيراً حقاً أن تواعدي يهود بعد الطلاق |
| Tıpkı normal bir ailedeki Boşanmadan sonra, çocuğun ilgisini çekebilmek için anne baba arasında kıskançlık başlaması gibi. | Open Subtitles | كعائله عاديه بعد الطلاق الغيره الأبويه الناتجه عن تصرفات الطفل |
| Para, Boşanmadan sonra bizim olacaktı. | Open Subtitles | كان من المفرض أن يكون المال لنا, بعد الطلاق |
| Boşanmadan sonra taşındığı için çok üzülmüştüm. | Open Subtitles | لقد كنت حزينة جداً لإنتقالها بعيداً بعد الطلاق |
| Boşanmadan sonra hepimiz gönül işlerinde zorluk çektik. | Open Subtitles | ماذا ؟ تعرف يا ستيوارت جميعنا كانت لديه مشكلة في المواعدة بعد الطلاق |
| Boşanmadan sonra tek oğlunu bir kere bile ziyaret etmedin ama yinede bu aşk yeterince değerli ki onu asla kaybetmeyeceksin. | Open Subtitles | لم يسبق لك أبداً بأن زرت ابنك الوحيد بعد الطلاق. وحتى الان ذلك الحب ثمين بما فية الكفاية بحيث انك لن تخسره |
| Belki aynı zamanda New York'a taşınır ve Boşanma sonrası kendilerini yeniden keşfeden kadınlar gibi oluruz. | Open Subtitles | ربما سنعود إلى نيويورك في نفس الوقت ونصبح كـ.. نساء يُعدن اكتشاف أنفسهن بعد الطلاق |
| Boşanmanın ardından bir süre annemle kalabilirim. | Open Subtitles | أستطيعُ الجلوس مع أمي لفترة بعد الطلاق |