| Onun için seks, on ikinci randevudan sonra yapılması gereken bir şey değildir. | Open Subtitles | بالنسبة لها ، الجنس ليس شيء يجب أن تفعله بعد الموعد الـ١٢ |
| Belki 12. randevudan sonra talihin dönebilir. | Open Subtitles | ربما ، قد تواجه الحظ بعد الموعد الثاني عشر |
| Orta çantasındaki sırrı ilk randevudan sonra evlenmek istemesi. | Open Subtitles | في تلك الحقيبة المتوسطة، وضعت خُططاً لزفافها بعد الموعد الأول، |
| Kasırga olmazsa, son tarihten sonra sayılacak oyları kabul etmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | صرحت أنه لايمكنها أن تقبل بطاقات محسوبة بعد الموعد النهائي إلا إذا حدث إعصار |
| Yurtdışındakilerin tüm oyları ele geçmemişken, Katherine Harris'in son tarihten sonra oyları kabul etmemesi yeni oyların sayımını durdurmak için elinden geleni yaptığını gösteriyor. | Open Subtitles | إن حقيقة عدم قبول (كاثرين هاريس) بطاقات الاقتراع حُسبت بعد الموعد النهائي على الرغم من أن كل البطاقات الغائبة لم تصل بعد |
| randevudan sonra Finest'ı aramış, sesi çok üzgün geliyormuş. | Open Subtitles | وقد كلمت المؤسسة بعد الموعد وبدت مستاءة جـدا |
| İkinci randevudan sonra bana dön. | Open Subtitles | أخبريني بذلك بعد الموعد الثاني |
| Üçüncü randevudan sonra hangi film olursa. | Open Subtitles | أية أفلام بعد الموعد الثالث. |
| İkinci randevudan sonra bana dön. | Open Subtitles | أرجعي لي بعد الموعد الثاني |