| Fırsatın varken teklifimi kabul etmeliydin. | Open Subtitles | كان عليك ان تقبل بعرضى عندما كانت لديك الفرصة |
| Olay seni aşıyor. Benim teklifimi değerlendirmelisin. | Open Subtitles | أنت خارج التحالف أنت يجب أن تهتم بعرضى |
| teklifimi düşüneceğine inanıyorum. | Open Subtitles | أثق أنكم ستفكرون بعرضى |
| Bu akşam tiyatro gösterim var. | Open Subtitles | الليلة سوف أقوم بعرضى المسرحى |
| Bu akşam tiyatro gösterim var. | Open Subtitles | الليلة سوف أقوم بعرضى المسرحى |
| Ama mesele şu ki, Rey teklifimi kabul etmişti. | Open Subtitles | لكن النقطة هى أن (راى) قبل بعرضى |