| Annenin gitmeden önce yapmadığı bazı şeyler var. | Open Subtitles | هناك بعض الاشياء لم تفعلها امك قبل الذهاب الى الموقع |
| Bebeğim, bazı şeyler kesinlikle Amerikandır. | Open Subtitles | حبيبتى .. بعض الاشياء فيك أمريكية بشكل لا تخطئه عين |
| Şimdi bize ailen hakkında bir şeyler anlatmaya başlar mısın? | Open Subtitles | الان لماذا لا تبدأ بإخبارنا بعض الاشياء عن عائلتك ؟ |
| Babacım bu zor zamanlarında ailemize yardımcı olmak için bir şeyler topladım | Open Subtitles | لقد جمعت بعض الاشياء لمساعدة . هذه العائلة في هذه الفترة الحرجة |
| Şimdi ise yaptığım yüzlerce yürüyüş görüşmesinden sonra birkaç şey öğrendim. | TED | حتى الآن، بعد مئات من هذا المشي الى الاجتماعات، لقد تعلمت بعض الاشياء. |
| Park hakkında sana özel olarak söylediğim bazı şeyleri yazacağını duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنك ذاهبة لطبع بعض الاشياء الخاص التي قلت حول المنتزة |
| Bir kaç şey bıraktım. Masanın üstüne 40-50 dolar bıraktım. | Open Subtitles | تركت بعض الاشياء تركت 40 أو 50 دولار على المكتب |
| Almam gereken bazı şeyler var. Bir saat sonra hazır ol. | Open Subtitles | -يجب ان اجهز بعض الاشياء لاخذها معنا كن جاهز خلال ساعة |
| bazı şeyler evet ama pek çok yere gittin, çok şey gördün, heyecan verici bir hayat yaşadın. | Open Subtitles | بعض الاشياء, نعم, ولكنك ذهبت الى بعض الاماكن المتعددة انت رأيت الكثير, انت لديك حياة مثيرة |
| bazı şeyler, Rahul, kimse söylemeden hatırlanmalı. Buna rağmen... | Open Subtitles | هناك بعض الاشياء ، راهول التي يعرفها الشخص بدون اخباره |
| bazı şeyler vardır söylenilmeden bilinir. | Open Subtitles | هناك بعض الاشياء التي يعرفها الشخص بدون اخباره |
| Sanat ürünleri satan bir yerden bir şeyler almam gerekiyordu. | Open Subtitles | حسناً,كان عليّ ان اخذ بعض الاشياء من متجر مُعدات الفن |
| Burada bir şeyler var. Soda var, biraz çörek falan var. | Open Subtitles | لدى بعض الاشياء هنا صودا دوناتس واى شىء تحتاجينه |
| Güzel. Akşam yemeği için bir şeyler almaya markete gidiyorum. | Open Subtitles | جيد , انا ذاهبة الى السوق للحصول على بعض الاشياء للعشاء |
| Şahsen, ABD hükümetinin, Yugoslav hükümetine bırakmadan önce Tesla'nın belgelerinde değerli birkaç şey aramış olabileceği düşüncesindeyim. | Open Subtitles | انا شخصيا اظن ان حكومه الولايات المتحده قد غضت النظر عن بعض الاشياء القيمه في مستندات تيسلا قبل ارسالها الي يوجوسلافيا |
| birkaç şey almak için Wesley'in benimle gelmesini istedim. | Open Subtitles | لقد ارغمت ويسلى ان يأتي معي لاحضار بعض الاشياء |
| Klitle ilgili duymanızı istediğim birkaç şey var. | Open Subtitles | يوجد بعض الاشياء استطيع ان اقولها عن الكليت اريدكم ان تسمعوها |
| Size hızlıca göstereceğim yeni bir tür kitap, karışmış... bütün şeyler burada yaşıyor. Ama bazı şeyleri hatırlamak gerekiyor. | TED | وما سأوريكم الان بشكل سريع هو نوع جديد من الكتاب حيث جميع انواع الاشياء تعيش هناك لكن عليك ان تتذكر بعض الاشياء. |
| Burada olduğum süre boyunca gözlemlediğim bazı şeyleri araştırarak. | Open Subtitles | التحقيق فى بعض الاشياء التى رأيتها هنا.. |
| Bir kaç şey buldu. Nasıl bilmiyorum ama sonuca yaklaşmıştı. | Open Subtitles | لقد اكتشف بعض الاشياء لا أعلم ماهي ولكنه قد اقترب |
| birkaç şeyi deniyor, kendine uyan bir şeyler arıyor. | Open Subtitles | .إنه يجرب بعض الاشياء للبحث عن الشيء الذي يلائمه |
| Herşeyi yeniden düzenlemiş. Yani herşeyi değil ama Bazı şeylerin yerini değiştirmiş. | Open Subtitles | حسناً، ليس كل شيئ ما أعنيه قامت بتحريك بعض الاشياء وأعادت التنظيم |
| ben de ona tarayıcıdayken birşeyler gösterebilirim. | TED | حيث يمكنني ان اعرض عليه بعض الاشياء وهو داخل جهاز الرنين المناطيسي |
| Ivy hakkında bazı şeylere bakarken yeni bir ileti geldi. | Open Subtitles | انا فقط كنت ابحث عن بعض الاشياء عن ايفي ولكن هناك خبر جديد هنا |
| Bazı şarkılarda olmasına gerek olmayan şeyler var. | TED | وهناك بعض الاشياء لا تريد وجودها في الاغاني. |