| Biz kocaman kahverengi gözlerinle büyüleyeceğin bir avuç kız lisesi öğrencisi değiliz. | Open Subtitles | إننا لسنا باقة من فتيات يمكنك سحرهم بعيناك البنيتان الكبيرتان |
| Eskiden o kadar utangaçtın ki o kocaman mavi gözlerinle bana bakışın... | Open Subtitles | لقد كنت خجولاً للغاية، الطريقة التي كنت تنظر إليّ بها بعيناك الزرقاوتان الواسعتان. |
| Biliyor musun, bir saniye durup şehre gözlerinle gerçekten baksan şehri gerçekten yaşayabilirsin belki. | Open Subtitles | ربما تعرفين المكان بشكل أفضل لو توقفت قليلاً و شاهدت المدينه بعيناك |
| gözlerinde görüyorum. Hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | إنها تظهر بعيناك ، لا أحب الأمر |
| Bunu gözlerinde görüyorum. | Open Subtitles | بإستطاعتي رؤية ذلك بعيناك |
| Kadının gözlerinin içine baktım. Ve kendimi kaybettim, ve hazır değildim. | Open Subtitles | احدق بعيناك وافقد السيطرة لاني لست مستعدة |
| Sanırım kalbimin sesini dinleyeceğim, orada gözlerinin iki kahverengi kelebeği var. | Open Subtitles | "أعتقد ينبغي أن أتّبع قلبي حيثُ أحتفظ بعيناك البنيّتين" |
| El Greco'nun karısının portresini gözlerinizle yiyordunuz. | Open Subtitles | كنت تلتهم صوره زوجه الجرسيوس بعيناك. |
| Ve onlara gözlerinizle kapı açın. | Open Subtitles | و افتح الباب له بعيناك |
| Bunu Çinhindi'nde kendi gözlerinle gördün. | Open Subtitles | لقد رآيته بعيناك في الهند الصينية. |
| Kendi gözlerinle kontrol et ve rapor ver. | Open Subtitles | تحقق منها بعيناك و أبلغ عن ذلك |
| Jack, onu senin kalbinle yargılıyor gözlerinle değil. | Open Subtitles | حاكمها بقلبك وليس بعيناك |
| Doktorlar bunu senin gözlerinde görüp... ziyaret saatlerinin anlamsızlığını bilirler. | Open Subtitles | لأن الأطباء ... بإمكانهم أن يروا بعيناك "أن شروط "ساعات الزيارة لا تُقدّمْ إليك |
| # Sevdiklerini sakla gözlerinde | Open Subtitles | و أحفظ صورة أحبابك بعيناك |
| Nasil gözlerinin içinde olabilir? Bana inanmiyor musunuz? | Open Subtitles | كاذب، كيف أكون بعيناك |
| Bunu söylediğinde gözlerinin içine bakmak için. | Open Subtitles | لأنظر بعيناك عندما تقولها |