| Japonlar gemide koca bir delik açmış ama büyük silahlar hala iyi efendim. | Open Subtitles | تسبب اليابانيون بفتحة كبيرة في المقدمة لكن لم تصب الأسلحة الكبيرة بضرر سيدي |
| İçeri girerken küçücük bir delik açar ama dışarı bir çıktı mı ortalığı büyük dilimlerle doğranmış kirazlı bir turtaya benzetir. | Open Subtitles | تتسبب بفتحة صغيرة جداً حين تدخل لكن حين تخرج فذلك أمر آخر وكأنك ترى قطعة كبيرة من فطيرة كرز |
| Ama güvertesinin ortasında kocaman bir delik var, ve ve onu arayan bir gurup adam var. | Open Subtitles | إنه قارب جميل بفتحة كبيرة في أرضيته ومجموعة من الرجال المسلحة يبحثون عنه |
| deliği kıl payı ıskalayabilmek için... | Open Subtitles | أنتكونمتمكنا فقطمنأن.. أن تتلاعب بفتحة دخول الكرة بمقدار شعرة أعني، الجمهور.. |
| Hava deliği için, yüksek enerjili hava jetleri geliştirdik. | Open Subtitles | قمنا بتطوير الطاقة العالية بفتحة التنفس النافخة |
| Minik göt deliğiyle oynarken ağzına tükürdüm. | Open Subtitles | بصقت في فهمها بينما كنت ألعب بفتحة شرجها |
| Kıç deliğiyle öpebiliyor. | Open Subtitles | هو يستطيع ان يقبلك بفتحة مؤخرته. |
| Dolayısıyla, gözün basitleştirilmiş bir versiyonu olduğuna inandığı, içinde minik bir delik olan, temelde karanlık kutudan ibaret bir şey yaptı. | Open Subtitles | بنى نسخة مفكّكة من العين كانت في الأساس صندوقاً أسود، بفتحة صغيرة به |
| - Hani götündeki delik çok kıllı olursa keçeleşir ve ıslanır ya. | Open Subtitles | أتعرف, عندما يكون هناك الكثير من الشعر متعلقا بفتحة المغسلة و أصبح متلبدا و مبللا؟ |
| Hem tek yapmam gereken kondoma bir delik açmak sonra da hayatı boyunca her istediğimi yapacak. | Open Subtitles | و كل ما علي فعلة هو أقوم بفتحة في الواقي و سيفعل أي شيء أقوله |
| Midesinde başka bir delik daha açmanız için mi teslim etmeliymiş? | Open Subtitles | اذن يمكنكم القيام بفتحة اخرى فى معدته؟ |
| - Baba, o delik ne için? | Open Subtitles | -ابي ،ماذا يفعل بفتحة الهواء تلك |
| Tek burun deliği olan biri. | Open Subtitles | فتى بفتحة أنف واحدة. |
| Tek burun deliği olan biri. | Open Subtitles | فتى بفتحة أنف واحدة. |