| Hafta içi, gecenin bir yarısında kulüplere giden... böyle kızlarla karşılaşmaktan bıktım. | Open Subtitles | سئمت من المرور بفتيات في الحانة كلهن متأخرات في أمسية نهاية أسبوع |
| kızlarla takılarak. | Open Subtitles | وتحظي بفتيات يُرسلن لك بملابسهم الداخلية بالبريد |
| Bir daha çıplak kızları düşündüğün zaman sen de kaşınacak mısın? | Open Subtitles | في المرة القادمة التي تفكر فيها بفتيات عرايا هل ستشعر بحكة؟ |
| Yani kasabalı kızları alıp, büyük güzel evine getirmek? | Open Subtitles | التعرف بفتيات البلدة وإصطحابهن إلى منزلك الكبير والفخم ؟ |
| Süper kahramanız lan biz, izci kızlar değiliz amına koyayım. | Open Subtitles | نحن أبطال خارقون و لسنا بفتيات كشافة سخيفات |
| Sahilde, bizim eşeklerimize ve tavşan kızlara uygun bir yer. | Open Subtitles | على الشاطئ ، ونستمتع بفتيات الشاطئ |
| Eğer Crawley kızlarıyla evlenecek kadar çılgınsak birbirimize destek olmalıyız. | Open Subtitles | لقد قلت لك مُسبقاً. إذا كنا بما يكفي من الجنون لنرتبط بفتيات آل"كراولي" علينا أن نُساند بعضنا البعض |
| Sen genç ve çekici kadınlarla dolu bir teknede olmak istemez miydin? | Open Subtitles | ألن ترغب بوجودك في سفينة ممتلئة بفتيات بالغات؟ |
| Bingley, başka erkeklerden yüz bulmamış genç hanımlarla uğraşacak havada değilim. | Open Subtitles | ليس عندى سعة للأهتمام بفتيات يستخف بهم الرجال |
| Dikkatli ol dostum içi kendine saygısı olmayan sexi kızlarla dolu | Open Subtitles | ولكن احترس, انه ملىء بفتيات فاتنات غير محتشمات |
| Daniel'a, yeni sayının açık saçık giysili güzel kızlarla dolu olacağını söyle. | Open Subtitles | قولي لدانيل ان العدد سيكون ممتلئ بفتيات يرتدين فساتين فاضحه |
| Ölümlü kızlarla düşüp kalkarsanız sonu asla iyi bitmez. | Open Subtitles | عندما تختلطون بفتيات فانيات, فالأمر لا ينتهي بصورة جيدة |
| Ama doğrusunu istersen bence benden büyük kızlarla takılmak istediği için ayrıldı. | Open Subtitles | ولكن صدقاً؟ أعتقد أنه أراد الارتباط بفتيات أكبر وحسب |
| Ah, tabi, savunmasız kızları yere sermek eğlenceli olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد, من الممتع أن تلقى بفتيات على الأرض |
| Tabii, savunmasız kızları yere sermek eğlenceli olmalı. | Open Subtitles | فمن الممتع أن تلقي بفتيات لا حول لهن على الأرض |
| Ben size kızları getireceğim dedim harika kızları demedim. | Open Subtitles | أستمع لقد وعدتك بفتيات وليس نوعيات عالية منهم |
| Elbette hayır, herkesin evinde gecelikleriyle sallanan kızlar bulunur. | Open Subtitles | لا الجميع لديّهم أرجوحات بفتيات ترتدي ملابس النوم |
| Her zaman çalıştığım kızlar arabamda uyudular. | Open Subtitles | دائمًا ما ألتقي بفتيات ينامون بسياراتهم. |
| Zeki kızlara bunu yaptığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنه فعل ذلك بفتيات ذكيات |
| Senin gibi kızlara bakmaz. | Open Subtitles | رجائاً, هو ليس بمعجب بفتيات من أمثالك. |
| Dünya kızlarıyla oynaşmayı çok sever. | Open Subtitles | هو يحب اللعب بفتيات الأرض |
| Niye erkekler hep kendinden genç kadınlarla evlenirler? | Open Subtitles | لماذا يتزوج الرجال دائماً بفتيات صغيرات؟ |
| Başka erkeklerden yüz bulmamış genç hanımlarla uğraşacak havada olur mu dersin? | Open Subtitles | هل سيكون عنده سعة للأهتمام بفتيات يستخف بهم الرجال؟ |