| Alıkoyucu, amacının para gasp etmek olmadığını söylüyor... ama sizi bir çıkmaza doğru sürüklüyor ve fidye talep ediyor. | Open Subtitles | .. يقول الخاطف أنه لا يبتز من أجل المال و لكنه يجعلك في موقف حرج بمطالبته بفدية |
| Son beş yılda tam on klasik tarzda fidye amaçlı çocuk kaçırma olayı. | Open Subtitles | والعشرة تقليدين والباقي عمليات اختطاف بفدية في السنوات الخمس الأخيرة |
| ...kimse kayıp olduğunu bildirmemiş, böyle bir olayı üstlenen olmamış ya da bir fidye mesajı gelmemiş. | Open Subtitles | ولم يبلغ احد عن انها مفقودة ولا اي جريدة قد تلقت اي اعتراف بالمسؤولية او مطالبة بفدية |
| Bu durumdan faydalanan insanlar var. Bizi kaçırıp ailemizden fidye istiyorlar. | Open Subtitles | هناك أُنَاسٌ قد يستغلوا ذلك سيخطفونا ويعيدوننا بفدية إلى والدينا |
| Ama fidye için ararlar diye yine de sistemi kurmuşlar. | Open Subtitles | لكنهم مستعدين في حالة وجود مطالبة بفدية. |
| Bir ajan onu evine götürdü fidye talebi olursa diye onunla kalıyor. | Open Subtitles | قام بعميل بأيصالها للمنزل و هو بصحبتها فى حال كان هناك اى مطالبة بفدية |
| Karanlik Olan'dan fidye talep etmek anlaSma yerine geçmez. | Open Subtitles | المطالبة بفدية مِن القاتم لا تعتبر اتّفاقاً |
| Şirketim fidye yazılımına maruz kaldı. | Open Subtitles | شركتي تم مُهاجمتها بفيروس إلكتروني للمُطالبة بفدية |
| Polisler kaçırıldıklarını düşünüyordu ama hiçbir fidye talebi gelmedi. | Open Subtitles | تعتقد الشرطة أنّهما اختطفا، لكن لم يُطالب أحد بفدية. |
| Karanlık Olan'dan fidye talep etmek anlaşma yerine geçmez. | Open Subtitles | المطالبة بفدية مِن القاتم لا تعتبر اتّفاقاً |
| Ve 12 saat içinde fidye talebi gelmezse... onu öldürmeye karar verdikleri anlamına gelmez. | Open Subtitles | و كوننا لم نتلقى طلباً بفدية في غضون 12 ساعة، فلا يعني أنهم قرروا قتلها |
| Niyetimiz NATO güçlerinden 280 milyon dolar fidye talep etmek. | Open Subtitles | .... ننوي المطالبة بفدية . من قوات حلف شمال الاطلنطى ... |
| Ve hâlâ bir fidye isteği olmadı. | Open Subtitles | وحتى اللآن لم نسمع ن مطالبة بفدية |
| 53 milyon dolarlık gıda ve ilaçtan oluşan bir fidye karşılığı Fidel Castro tarafından nihayet serbest bırakılmışlardı. | Open Subtitles | محررين أخيرا من قبضة فيديل كاسترو بفدية تقدر بـ 53مليون دولار في شكل أغذية وأدوية . |
| Ceset kaybolur. Cesedi çalıp fidye talep edeceğiz. | Open Subtitles | الجثه تختفي، نحن سنسرقها و نطالب بفدية |
| - fidye isteyecekler? - Ne? | Open Subtitles | سوف يطالبون بفدية |
| Çünkü bir fidye notu almıştım ve Amanda McCready'nin battaniyesi posta kutuma bırakılmıştı. | Open Subtitles | ولأنى وجدت ورقة تطالب بفدية (و بطانية (أماندا ماكريدي بصندوق بريدي |
| Tanık ve fidye notu yok mu? | Open Subtitles | لا شهود، لا مطالبة بفدية ؟ |
| Kesinlikle bir fidye durumu söz konusu. Bilmiyorum. | Open Subtitles | من الواضح انهم يسامون بفدية |
| fidye bile istemediler. | Open Subtitles | إنهم لم يطالبوا بفدية حتى |