"بقصة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• hikaye
• bir hikâye
• hikayesini
• hikâyesini
• hikayeyi
• hikayeni
• hikayesi
• hikayesine
• hikayesiyle
• hikâyeyi
• bir hikâyeyle
• öykü
• hikayemi
• olayını
• masalını

Bay Palmer'ın çevre konuşmasıyla ilgilenirken daha büyük bir hikaye sezdim.
كنت أغطي خبر خطاب الرئيس عندما أحسست بقصة أكبر من ذلك

Daha iyi bir hikaye uydursaydın yalan söylediğimiz bu kadar belli olmazdı.
لو كلفت نفسك بالخروج بقصة أفضل فلن يكون من الواضح أننا نكذب

Jüriyi ateşimizin etrafına toplayıp, daha iyi bir hikâye anlatmalıyız.
علينا أن نجمعُ هيئة المحلّفين أمام النار ونخبرهم بقصة أفضل.

Kopyacı hikayesini ne kadar sürdürürsek yakalama şansımız o kadar artar.
طالما نحن قادرين على التمسك بقصة المقلد ستكون فرصتنا اكبر بإمساكه

Onunla birlikte oldum çünkü bana öyle bir hikâyesini anlattı ki!
وسبب فعلي لهذا هو أنه اخبرني بقصة مؤثرة للغاية

Hayır hayır bana hikayeyi anlat. Başka bir şeyler söyle.
لا لا لا , أخبرني بقصة أخبرني بشيء آخر هنا

Kadının parasını adama önermiş oldun ve bir hikaye anlatmalarını sağladın.
‫عرضت عليها المال ‫لتقدم له المال ‫ليخبرنا بقصة ,تكون أنت فيها

Sue, sana tanıdığım iki inek hakkında bir hikaye anlatmak isterim...
أريد أن أخبرك بقصة قصيرة عن اثنين أعرفهم من كثيري الاستذكار

Size, Afrika'daki bu değişimle ilgili bir hikaye anlatarak başlamak istiyorum.
وأريد أن أبدأ بقصة عن التغيير في إفريقيا.

Yani size kendim ve dışarıda tanışıp şu an içeri getirdiğim bu duvar hakkında bir hikaye anlatmak için buradayım.
لذلك أنا هنا لأخبركم بقصة عني وهذا الجدار الذي تعرفت عليه في الخارج، والذي أجلبه الآن للداخل.

Sonra Kaptan benim anlattığımdan daha farklı bir hikâye anlattı.
ثم أخبرني القبطان بقصة تختلف تماماً عن القصة التي أحكيها

Kariyerinin hikayesini yazmak istiyorsan bunu imzalamanı ve o fotoğrafları bize vermeni istiyorum.
إن كنتِ ترغبين بقصة حصرية تحقق تقدمكِ المهني أقترح بأن توقعي هذا وتُسلّميهذهالصور.

Ve bugün, size hepimizin hikayesini anlatmak için, keşfedilmiş en eski çocuk olan Selam'ı kullanacağım.
واليوم سأستخدم سلام، أول طفل تم العثور عليه، لأخبركم بقصة لنا جميعاً.

Buzdolabındaki kuş hikâyesini ona anlattığına inanamıyorum.
أنا لا أصدق أنك اخبرته بقصة الطيور في الفريزر

Beni gerçekten heyecanlandıran bir hikayeyi paylaşmama ve onunla kapatmama izin verin.
دعوني اشارك وأختم بقصة جعلتني متحمساً جداً.

Şimdi arkana yaslan, rahatla, ve hayat hikayeni anlat, John Kelso.
الأن اجلس واسترخ استمتع بشرابك و أخبرني بقصة حياتك جون كيلسو

Güçlü, kararlı bir lider olarak belirlediğin alan bu helikopter hikayesi ile sarsıldı.
الصورة القوية التي كنت تستند عليها كقائد مقدام تعرضت للخطر بقصة المروحية تلك

Bunlar testlerini yapmış oladuğum ve Justin'in hikayesine benzer öyküsü olan çocukların yüzleri.
هذه هي أوجه الأطفال الذين قمت باجراء اختبارات عليهم وقصصهم شبيه بقصة جستين.

Bu sabıka kaydı varken, saldırdı hikayesiyle bir yere varamaz.
بجانب سجله الإجرامي فهو لن يحرز تقدماً بقصة الإعتداء هذه

Dünyanın en şanssız adamıyla ilgili olan hikâyeyi duydun mu?
هل سبق وأن سمعتِ بقصة أسوء الرجال حظاً في العالم؟

Konuşmamı sonlandırmaya hazırlanırken, dokuz yıl öncesinden bir hikâyeyle başladım ve bir tanesiyle bitireceğim.
وبينما أستعد لأختتم، بدأت بقصة بدأت منذ تسع سنوات وسوف أنهي بواحدة أخرى.

Şimdi çok belirli bir öykü anlatan bir müzik parçası dinleyeceğiz.
و سوف نستمع الى مقطوعة موسيقية تخبرنا بقصة معينة

Eğer benim hikayemi ve bu hisleri yaşadıysanız, size, bir zamanlar keşke kendime sorsaydım dediğim bir soruyu sormak istiyorum.
إن كنتم مررتم بقصة مشابهة وشعرتم بنفس الأحاسيس أريدكم أن تسألوا أنفسكم سؤالا والذي تمنيت لو سألته لنفسي من قبل.

Buzzwire'dan bir muhabir. Tüm bu katil vampir olayını o başlattı.
إنها صحفية من بيزواير ، إنها هي من بدأت بقصة مصاص الدماء ..

Hiç akrep ve kurbağanın masalını duymuş muydun?
هل قد سمعتي بقصة العقرب والضفدع؟