| Dün , üstün-zekalılar sınıfında, üstün zekalı olduğumu söylemeye çalışmıyorum | Open Subtitles | إذاً, بلأمس في صف الموهوبين لا أقول عن نفسي موهوب ولكن هذا ما يسمون الصف به |
| Dün, sadece kızlardık. Bugün, liseli kızlarız. | Open Subtitles | بلأمس كنا فتيات واليوم نحن فتيات المدرسه الثانويه |
| Dün askerleri çatışma bölgesine bırakıyordum. | Open Subtitles | بلأمس أنزلت فرقة محاربين إلى منطقة القتال |
| "Dün yarı sıvı çıkardım ondan sonra kabız ve gaz. | Open Subtitles | بلأمس كنت اتبرز سائلاً" ومنذو يومين اعاني من الامساك والغازات |
| Dün öğrendiğimiz üzere bu baloncuklar üretim sürecinin bir yan ürünü olarak, 3.5 milyar yıl önce gezegenimizde oluşan fotosentetik mikroorganizmalar yüzünden oluşmuşlar. | TED | فقاعات الهواء التي كانت نتيجة ثانوية من عملية الطباعة ثلاثية الأبعاد استخدمت لاحتواء الكائنات الحية الدقيقة الضوئية التي ظهرت للمرة الأولى على كوكبنا قبل 3.5 مليار سنة، كما تعلمنا بلأمس. |
| Evet, şey, Dün size telefon edilmişti galiba kiraladığınız şu beyaz minibüs için. | Open Subtitles | بلأمس بخصوص شاحنة بيضاء مؤجّره. |
| Dün topladığımız kanıtlar nerede? | Open Subtitles | اين هي الادلة التي جمعت بلأمس ؟ |
| Dün görüştüğün bir iş vardı, bugün yok! | Open Subtitles | بلأمس كان لديك عقد اليوم ليس معك شيء |
| Adamın biri Dün beni vurdu. | Open Subtitles | بعض الرجل أطلقوا النار علي بلأمس |
| Dün sabah bağışıkların kampından ayrılmadan hemen önce bazı konuşmalar duyduk. | Open Subtitles | "عندما كنا هناك في مخيم "المنيعين بلأمس صباحاً قبل مغادرتنا سمعنا بعض الأشخاص يتحدثون |
| Dün sabah bağışıkların kampından ayrılmadan hemen önce bazı konuşmalar duyduk. | Open Subtitles | "عندما كنا هناك في مخيم "المنيعين بلأمس صباحاً قبل مغادرتنا سمعنا بعض الأشخاص يتحدثون |
| Dün kayıp ilanı verilmiş. | Open Subtitles | سُجل محضر غياب لها بلأمس. |
| - Dün öyle söylemiştin. | Open Subtitles | - ذلك ما قلتية بلأمس. |
| Oni Dün Jamal'i aramaya geldiğinde Jamal'in bir şey aldığını söyledi. | Open Subtitles | بلأمس , عندما جاء (اوني) قال لـ (جمال) أنهسرقمن هناكشئما... |