| Çünkü insanlara nazik davranırsan seninle daha kolay anlaşırlar. | Open Subtitles | لأنه بمعاملتك الناس بلباقة ستتلقى أنت معاملةًً أفضل |
| "O zaman biraz daha nazik konuşsan iyi olur." demişti. | Open Subtitles | لقد قال: ربما عليك أن تتكلم بلباقة أكثر معي |
| Uygun bir anda, nazikçe benim için imzaIayıp imzaIayamayacağını sor. | Open Subtitles | ...متى ما سنحت الفرصة ...بلباقة مطلقة سله أن يوقّعه لي |
| Eğer konuklarımıza kibar davranmazsan... çocukların masasına oturturum seni. | Open Subtitles | إذا لم تتصرف بلباقة مع ضيوفنا ستضطر للجلوس على مائدة الصغار |
| Oh, Farkındayım patrona yalakalık senin tarzın değil, bu yüzden senin yerine ben yapabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | أوه، أَعْرفُ كَلام بلباقة الرئيس لَيسَ حقاً أسلوبَكَ، لذا إعتقدتُ بأنّني أعْمَلُ هو لَك. |
| Sükunetini kaybetme, terbiyeli davran, yakında bunlar geçecek. | Open Subtitles | ابقوا هادئين ,وتصرفوا بلباقة و سننتهي من هذا سريعا |
| Beş binden başla. Başka teklif yapanlar varsa kibarca geri çekil. | Open Subtitles | أبداً من 5000, لو كان هناك مزايدون أخرون, فتراجع بلباقة |
| Sana hep daha güzel elbiseler giy diyorum, ama beni hiç dinlemiyorsun. | Open Subtitles | كم مرة طلبت فيها منك التصرف بلباقة |
| Halkımın bir haine karşı nazik olacağından şüpheliyim. | Open Subtitles | أشك في أن يتصرف الناس بلباقة مع الخائنين |
| Güzel, gördünüz mü. Simon özür diledi, memur beyde nazik bir biçimde kabul etti. | Open Subtitles | أتريان؟ "سايمون" إعتذر والضابط قبل أسفه بلباقة |
| Sana sadece şu an için nazik davranıyorum. | Open Subtitles | سأتصرف بلباقة هذه الفترة |
| nazik olmalı, suit. | Open Subtitles | أن يتصرف بلباقة يا بدلة |
| İkincisinde nazikçe benden emekli olmamı istediler. | Open Subtitles | في المرة الثانية طُلب مني بلباقة ان اتقاعد |
| Farklı olduklarını söylediler ve şu ana kadar mürettebatın bana nazikçe hatta hürmetkâr bir şekilde davrandıklarını söyleyebilirim. | Open Subtitles | قيل لي أنهم مختلفون، وسأقول أن هؤلاء الرجال حتى الآن لقد عاملوني بأدب، وحتى بلباقة |
| Ben oyunu aynı kurallarla oynayan insanlara nazikçe kaybetmeyi önemsemeyen nadir erkeklerdenim. | Open Subtitles | ... ولكننى أنتمى لذلك الجيل النادر من الرجال ... الذين لا يمانعون الخسارة بلباقة أمام سيد آخر يعلب بنفس القواعد |
| Doğru çünkü fiziksel olarak kibar olamıyorum. | Open Subtitles | صحيح، لأنّني جسدياً عاجزٌ عن التصرّف بلباقة |
| - kibar davranmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أتصرف بلباقة - حسناً، أريدك أن تعلمي - |
| Lütfen sırf gitmesin diye Peter Crane'e yalakalık yapacağız deme. | Open Subtitles | رجاءاً لا تقولي اننا سوف نقوم بالتحدث بلباقة مع هذا الشخص وايضا اجباره على البقاء |
| Bir erkeğe yalakalık yapmak gösteri yapmak gibidir bir hayali satmakla alakalı bu. | Open Subtitles | التحدث بلباقة مع رجل نوع من الانجاز الامر يتعلق ببيع الفنتازيا |
| Sükunetini kaybetme, terbiyeli davran, yakında bunlar geçecek. | Open Subtitles | ابقوا هادئين ,وتصرفوا بلباقة و سننتهي من هذا سريعا |
| Ey burada yürüyüp bu kadar terbiyeli konuşan Tuscan bil ki ben Farinata'yım. | Open Subtitles | آه يا توسكان,يا من يمشي خلال المكان و هو يتحدّث بلباقة إعلم أني فاريناتا |
| Bana sadece Karma'ya söylemeceğine dair söz ver, ve ben de kibarca çıkıp gideyim, ve bir daha asla konuşmak zorunda kalmayalım. | Open Subtitles | فقد عدني أنك لن تخبر كارما. وسأقوم بالمغادرة بلباقة. وليس علينا أبدا التحدث من جديد. |
| Sana hep daha güzel elbiseler giy diyorum, ama beni hiç dinlemiyorsun. | Open Subtitles | كم مرة طلبت فيها منك التصرف بلباقة |