| Hukuk dışında hizmet eden bir polis memuru Polis Müdürlüğünün üzerine kara bir leke olacaktır. | Open Subtitles | ضابطٌ يتصرّف بعيدًا عن حدودِ القانون سيكون بمثابةِ علامةً سوداءً في هيئة المارشال. |
| Onlarla boy ölçüşebilecek bir avantaj var elinizde artık. | Open Subtitles | ينبغي عليكَ أن تمتلكَ شيئًا بمثابةِ ميزةٍ تنافسيّة الآن. |
| Bizim tarafımızda olduğu sürece tolerans göstereceğim bir ajan. | Open Subtitles | حسناً, إنَّه بمثابةِ شئٌ ثمينٌ ذو قيمة طالما أنَّه بجانبنا |
| Çöp atmak gibi bir şey değil. | Open Subtitles | إنَّهُ ليس بمثابةِ إلقاءِ القمامةِ خارجاً |
| Satrançta oyunu kazanmak için bir taşı feda etmek gibi. | Open Subtitles | بمثابةِ تضحيتُكَـ بقطعةُ شطرنجٍ حتى تفتحَ لكَـ بابُ الفوزِ |
| Kötü adamın "yapılacaklar" listesini bulmak gibi. | Open Subtitles | إنَّ الأمرَ بمثابةِ إيجادُ شريرٍ طاغٍ بقائمةٍ تخريبيّة |
| Oğlum gibisin. | Open Subtitles | أنا أحبكَـ يا تشارلي وأنتَ بمثابةِ إبني |
| Yani yaptığım hiç bir şeyin seni şaşırtmaması gerekir. | Open Subtitles | لذا لا شيئ يمكنُ أنّ أفعلهُ و يكونُ بمثابةِ صدمةٍ لك |
| Emekliliğimin bir kurşun olacağını sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنَّ تقاعدي سيكونُ بمثابةِ رصاصةٍ قاتلة |
| Tamam çok uygun olan özel bir tatil. | Open Subtitles | حسناً, إذاً إنَّها بمثابةِ رحلةٍ شخصية والتي صادفَ أن تكونً رحلةً عمليةً بمحضِ الصدفة |
| Federal ajan oldukça büyük bir başarı. | Open Subtitles | إن إصطيادَ عميلاً فيدراليّاً لهو بمثابةِ جائزةٍ لا مثيل لها |
| Olay şu; burası tam bir suç mahalli değil. | Open Subtitles | :إنَّ لّبَّ الوضوعِ هو أنَّ هذا الموقعُ ليس بمثابةِ مسرحِ جريمة |
| Teröristler için Amazon gibi bir şey. | Open Subtitles | إنَّه بمثابةِ موقعِ "أمازون" بالنسبة للإرهابيّون |
| Lütfen, annen gibi olduğumu söyleme. | Open Subtitles | رجاءً لا تقولي أنّي بمثابةِ والدتكِ. |
| Akıl hocalığı gibi. | Open Subtitles | إنَّ الأمرَ بمثابةِ توجيهٍ وإرشاد |
| - Lobotomi gibi mi yani? | Open Subtitles | إذاً بمثابةِ إجراء جراحة في فص الدماغ؟ |
| Hollywood'da iki yıl gibi. | Open Subtitles | هذت بمثابةِ سنتين بتوقيتِ هوليوود |
| - Hayır. Ama bu, çok acayip bir trafik kazasını izlemek gibi. | Open Subtitles | لا ولكنَّ هذا بمثابةِ |
| Benim için sen bir oğul gibisin. | Open Subtitles | بل أنتَ بمثابةِ ابنٍ لي. |
| Sen... benim babam gibisin. | Open Subtitles | لقد كنتَ بمثابةِ أبٍ لي |