| Ayrıca, geri Geldiğine göre, Puja burada mutlu olamaz. | Open Subtitles | في الحقيقة، الآن بمجيئك ، بووجا لَنْ تَكُونَ سعيدَة هنا، هل انت سعيدة بووجا؟ |
| Geldiğine sevindim. Seninle konuşmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | سررت بمجيئك لدي شيء أريد التحدث إليك بشأنه |
| Artık ona hizmet etmek istemiyorum baba. Gelmene çok sevindim. | Open Subtitles | أتضور جوّعاً وأنا في خدمته، أبّى أنا مسرور بمجيئك |
| Jonna, Gelmene sevindim. Uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | جونا، أنا سعيدة بمجيئك لقد كان وقتا طويلا |
| İzinsiz geldin, şimdi defol. | Open Subtitles | أحدثت ضجة بمجيئك والآن خذه معك إلى الخارج |
| Evet ama senin beni görmeye gelerek hayatının sorumluluğunu ele aldığını görmen önemli. | Open Subtitles | نعم، لكن الأمر المهم أن تري كيف أخذتِ مسؤوليّة نفسك جيداً بمجيئك لرؤيتي |
| - Buraya gelmekle kaç kişiyi riske attığının farkında mısın? | Open Subtitles | كم عدد الناس الذين وضعتهم بخطر بمجيئك إلى هنا ؟ |
| Geleceğini bilseydim kırmızı hali serdirirdim. Sana bir içki hazırlayayım. | Open Subtitles | لو عرفت بمجيئك لفرشت سجادة حمراء دعني أعد لك مشروباً |
| Gelmenize sevindik çünkü buradaki personel sayısı gerçekten az. | Open Subtitles | دعني اريك مركز القيادة. سعيدٌ جدًا بمجيئك هُنا. |
| Geldiğin için seninle gurur duyuyorum, ağabey. Cenazelerden nefret ettiğini bilirim. | Open Subtitles | فخورة بمجيئك يا أخي، أعرف كم تكره الجنازات |
| Geldiğine sevinmedin mi Clark? Acayip eğleneceğiz. | Open Subtitles | ألست مسروراً بمجيئك سوف نتسلى كثيراً |
| Mesajımı almışsın. Geldiğine çok sevindim. | Open Subtitles | ،وصلتك رسالتي .إنّي مسرورة جدًّا بمجيئك |
| Geldiğine sevindim Vladimir. | Open Subtitles | سعيد بمجيئك الى هنا فلاديمير |
| Gelmene sevindim çünkü artık bizimle iş birliği yapmadığını gördün ama bize karşı da gelemeyecek. | Open Subtitles | لكنني مسرور بمجيئك لأنك تعرف الآن أنها لن تعمل معنا، لكنها لن تعمل ضدنا أيضاً. |
| benimle Gelmene izin veremem. Bunu yalniz yapmaliyim. | Open Subtitles | لا يمكنني السماح بمجيئك معي، عليّ فعلها بمفردي. |
| Gelmene çok sevindim. | Open Subtitles | انا سعيد للغاية بمجيئك إلى هنا |
| Buraya ne beklentiyle geldin? | Open Subtitles | ما الذي توقعته بمجيئك إلى هنا؟ |
| ...buraya gelerek o şansını yitirdin. Hayır, ben maruz kaldığımı biliyorum. | Open Subtitles | لقد التقطه للتو بمجيئك هنا لا , أعلم أني تعرضت |
| Ama bugün gelmekle şansını çok zorlamışsın. | Open Subtitles | لكنك ستنال فرصه فى الجحيم بمجيئك إلى هنا اليوم |
| Geleceğini bilseydim aşçıya daha doyurucu bir şeyler hazırlatırdım. | Open Subtitles | لو كنت أعلم بمجيئك مسبقا؟ لكلفت الطباخ بتحضير طعام أكثر فخامة |
| Gelmenize sevindim. Uzun bir bekleyiş oldu. | Open Subtitles | أنا سعيد بمجيئك لقد انتظرت طويلاً |
| Bu gece buraya Geldiğin için sevindim, Ted. | Open Subtitles | انا مسرور بمجيئك الى هنا الليلة ، تيد. |
| Patron burada değil. İstersen Geldiğini söyleriz. | Open Subtitles | أخبرناك أن الرئيس ليس هنا، إن رأيناه نخبره بمجيئك |
| Kabadayıların buraya gelip beni bu şekilde suçlamaları hiç hoşuma gitmez. | Open Subtitles | انا لا ارحب بمجيئك هنا فى اوقات العمل وتتكلم معى كأنى اعرف شيئآ |
| Geldiğinize sevindim. Kardeşiniz... | Open Subtitles | أنا سعيد بمجيئك أخوك |
| Leydi Willard geleceğinizi haber vermişti. | Open Subtitles | سيد فوســوال الليـدي ً ويـلارد ً أخطرتنــا بمجيئك. |