| Yardım et! Ben gibi düşünüyorum ve onun duygularını hissediyorum. | Open Subtitles | ساعدني , أنا أفكر في أفكاره وأشعر بمشاعره |
| Daniel duygularını kontrol edemiyordu ve üzüldüğünde şiddete başvuruyordu. | Open Subtitles | لم يستطع دانييل التحكّم بمشاعره وصار عنيفاً عندما ينزعج |
| duygularını açıklaması neden bu kadar uzun sürdü gerçekten merak ediyorum. | Open Subtitles | انني بالفعل اتساءل لقد اخذ وقتا طويلا للافصاح بمشاعره |
| Shin Woo kadınına, duygularını itiraf edecek ve Mi Nam'ı da yanında istemiş. | Open Subtitles | شين وو ذاهب لـ يعترف بمشاعره لفتاته وسأل مي نام على الفور |
| Elimde mektuplar var. Bana olan duygularını açıkladığı mektuplar. | Open Subtitles | لدي رسائل، رسائل كثيرة يصرح فيها بمشاعره إلي |
| duygularını sık sık ona açıyordu. | Open Subtitles | قام بالأعتراف بمشاعره ...نحوها لعدة مرات |
| Meteor ve makine kombinasyonu onun gücünü arttırdığı kesin ama bu ayrıca adrenalin pompalaması sayesinde duygularını da etkiliyor. | Open Subtitles | والجمع بين النيزك والآلة قد رفع من قوته بدرجة كبيرة... لكنه رفع من درجة الأدرينالين لديه أيضاً... ، مما يؤثر بمشاعره |
| Alt sınıflar duygularını paylaşmıyor. | Open Subtitles | لا أحد من طلاب الصغار يشارك بمشاعره. |
| Onun duygularını gerçeklerden daha çok önemsiyor. | Open Subtitles | أنها تهتم أكثر بمشاعره من الحقيقة |
| İyi bir doktor duygularını kontrol edebilmeli. | Open Subtitles | على الطبيب الجيّد أن يتحكم بمشاعره |
| Killua, Gon'a yönelik duygularını dillendirirken mucizevi bir biçimde Palm'ı eski haline döndürmüştü. | Open Subtitles | "مجاهرة (كيلوا) بمشاعره تجاه (جون)" "كانت لها مفعول إعجازيّ بإعادة (بالم) لرشدها" |
| En azından onun duygularını önemsiyorum. | Open Subtitles | اهتم بمشاعره |