| Onu eski ofisimde görmek çok garip geliyor, anlıyor musun? | Open Subtitles | إنّ الأمر غريبٌ جداً بأن أراه بمكتبي القديم كما تعلمي؟ |
| Neden bugün ofisimde söylediklerini bir de burada tekrarlamıyorsun? | Open Subtitles | سأضع النقاط فوق الحروف ماذا عن المشاجرة التي حدثت بمكتبي اليوم ؟ |
| Pekala, kendisiyle ofisimde görüşmek zorunda kalacağım çünkü ihtiyaç duyduğum tonlarca bilgi almam lazım. | Open Subtitles | حسناً , يجب عليّ أن أتحدث إليها بمكتبي لأن هناك طنّاً من المعلومات التي سوف أحتاجها |
| Helen sabah ofisimi arayıp torununun kaybolduğunu söyledi. | Open Subtitles | إتصلت هيلين بمكتبي هذا الصباح وقالت لي بأن حفيدها كان مفقوداً |
| Size uygun olan en kısa zamanda Austin'deki ofisime uğrayın. | Open Subtitles | إذن سيكون لطفا منك أن تزوريني بمكتبي بأوستن في أقرب فرصة |
| - İstersem Masamda içebilirim. - 1,25 dolarım da boşa gitmez | Open Subtitles | بوسعي الشرب بمكتبي إن أردت, وليس لاني لا املك 1.25 دولاراً |
| Tamam, tamam, helikopterle geliyorum. Yarım saat sonra ofisimde ol. | Open Subtitles | ،حسناً، سأستقل المروحية كن بمكتبي بعد نصف ساعة |
| ofisimde uyuşturucu testi olduğunu bilmek seni şaşırtmamıştır. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنكِ لن تتفاجئي عندما أخبركِ بأنه كان هناك فحص عن تعاطى المخدرات بمكتبي اليوم |
| Afedersiniz. Sam, ofisimde bir dakika görüşebilir miyiz? | Open Subtitles | عذرآ ، هل أستطيع محادثتك بمكتبي قليلآ ، سام ؟ |
| Ne yani ofisimde oturup baş parmaklarımı mı çevireceğimi sanıyor? | Open Subtitles | إذاً يظن إنني سأجلس بمكتبي وأقلب في أصابع أبهامي |
| Ama tahammül edemeyeceğim şey, üzüntüden uyuyamayacağım şey, ki uykuyu çok severim, sorumsuz ve düzenbaz bir ajanın ofisimde çalıştığı düşüncesidir. | Open Subtitles | ولكن ما لا اوافق عليه انني لن استطيع النوم وانا احب النوم ام انه يوجد هناك عميل فاسد بمكتبي |
| Çünkü enfeksiyon yüksek ateşe neden olur ve ofisimde çalışan doktorlar kocası yüzünden bunu listeden çıkardı. | Open Subtitles | لأن العدوي تسبب حمي و الطبيب العبقري الذي يعمل بمكتبي حذفها لأنها موجودة بالزوج |
| "F" ile başlayan Meksika şehirlerinin listesini çıkarmaya çalış ve ofisimi ara. | Open Subtitles | في محاولة للإتصال بمكتبي والحصول على قائمة بأسماء القرى التي تبدأ بحرف الفاء بالمكسيك |
| Şu nasıl? Bir ofisimi aradığında, asistanım telefonu şöyle cevaplayacak: | Open Subtitles | إنظروا هذا , عندما يتصل أحدهم بمكتبي يرد عليه الموضف قائلاً. |
| Evet, ofisimi arayın, üç tane Vicodin isteyin ve hemen montaj odasına getirin. | Open Subtitles | اتصل بمكتبي واطلب من أحدهم أن يحضر المهدئات إلى غرفة المونتاج |
| En kısa zamanda ofisime gel, olur mu? | Open Subtitles | ستقابلني بمكتبي في أقرب فرصة، أليس كذلك؟ |
| Ve bunu başardığımda... arkadaşlarımdan birisi bana ofisime koymam için bir şanslı bambu verdi. | Open Subtitles | أحد اصدقائي اهداني نبتة حظ لاضعها بمكتبي |
| Seni Masamda burası sana aitmiş gibi oturuyor görmek ne hoş. | Open Subtitles | كم هذا جميل، أن أراك بمكتبي كأنك تملكين المكان |
| İstersen Büromda büyükler için bez dağıtan bir mümessil var. | Open Subtitles | عندي بعض الحفاضات للكبار بمكتبي مندوب شركة الأدوية يوزعها كالحلوى |
| Şimdi, eğer bana müsaade ederseniz, odamda her şeyi yapmaya çalışıyor olacağım! | Open Subtitles | الآن، إذا سمحتم لي، سأكون بمكتبي أهتم بكل شيء |
| Erken geldin çünkü bana pahalı bir hediye aldın ve masama bırakarak sürpriz yapacaktın. | Open Subtitles | لقد أتيتَ باكرًا لأنكَ شريتَ لي هديّةً ثمينة وأردتَ بأن .تفاجأني بوضعك إياها بمكتبي |
| Departmanın yarısıyla birlikte alt ofiste çalışıyordum. Üzgünüm, sana numarasını vermeliydim. | Open Subtitles | كنت أعمل بمكتبي بالشقة، أنا آسف، كان يجب أنا أعطيك الرقم |
| Gwen, ofisimle yeni bir tarih belirlemek için irtibata geçersin. | Open Subtitles | جوين" ، بإمكانك أن تتصلي بمكتبي" لإعادة جدولة الخطاب |
| Size söylemiştim, büromu arayıp sekreterime Öz Geçmişinizi bırakın. | Open Subtitles | اسمعي يا آنسة لقد أخبرتك مسبقاً اتصلي بمكتبي و اتركي عنوانك مع السكرتيرة |
| Beni sorgulamak isteseydiniz. ofisimden arayabilirdiniz. | Open Subtitles | إذا أردت أن تطرح عليّ سؤالا، فيمكنك الإتصال بمكتبي فحسب. |
| Evimi nasıl aradığınızı bilmiyorum, ama ofisi aramalısınız. | Open Subtitles | أنت تتصلين بمنزلي لقد أخبرتك أن تتصلي بمكتبي |
| Ve Ofisimdeki adi heriflerden nefret ediyorum, ...kazandıkları paranın onları adileştirdiğini düşünen adi herifler. | Open Subtitles | وأكره الحمقى العاملين بمكتبي ..الذين يظنّون أنّ ما يكسبوه من المال هو ما يجعل لهم قيمة |
| Sadece ofise uğrayıp üç dosya bırakacağım ve dört eposta göndereceğim. | Open Subtitles | إنني سأمرّ بمكتبي فحسب وسأضع ثلاثةَ ملفات وأرسل أربعة رسائل إلكترونية. |
| - Masamı mı karıştırdın? | Open Subtitles | هل كنتِ تفتشين بمكتبي ؟ |