| Onun yerine milyon dolarlık kostümünü hackleyip, benim arkamdan iş çevirdin. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك اخترقت بدلة بملايين الدولارات حتىيمكنكأن تتسللمنوراء ظهري .. |
| Çok uzun sürmüyorlar. Bunların şimdiye kadar güneşten aldığımız patlamalardan milyon kere daha güçlü süper-patlamalar olduğunu düşünüyorlar. | TED | ولا تستمر لفترة طويلة. ويعتقدون أن تلك توهجات شمسية ، أقوى بملايين المرات من أي توهجات شمسية تعرضنا لها سلفا. |
| Bu konuşma esnasında inşaat çalışanları Otodo Gbame'nin plajlarını milyon dolarlık manzaraya parası yeten birileri için hazırlıyor. | TED | وأنا أتحدث، هناك طواقم بناء لإعداد شواطىء أوتودوغبامي من أجل أي شخص قادر على تحمل عرض بملايين الدولارات. |
| İleri teknoloji şifreleme ve milyar dolarlık güvenlik. | Open Subtitles | اما فك الشيفرات والنظامات الأمنية المصممة بملايين الدولارات |
| Çünkü, bir elit tabaka ve onun kolaylaştırıcıları... ...endüstriyel ölçekte ağaç kesiminin... ...desteklenmesinden uzun yıllardır milyonlarca dolar... ...kazanmaktadırlar. | TED | أيضا، لأن نخبة والمسهلين لها وقد تم صنع بملايين الدولارات من دعم قطع الأشجار على نطاق صناعي لسنوات عديدة. |
| Ama, uzun bir zaman sonra, milyarlarca yıl sonra İkinci bir çoğaltıcıya sahip olduk: mimler. | TED | ولكن، وبعد زمن طويل يقدر بملايين السنين حصلنا على المُكرِر الثاني، الميمات |
| Duydum ki yeni bir şey çıkarmışlar -- milyon kere daha hızlı benim telefonumdan. | TED | سمعت ان هناك شيئ جديد اكثر روعة بملايين المرات من هاتفي |
| Havadaki ses dalgalarından bir milyon kat daha fazla. | Open Subtitles | اسرع بملايين المرات من موجات الصوت في الهواء |
| Kimyasal tesisler yapıyorduk, petrol rafinerileri mülti milyon dolarlık tesisler inşa ediyorduk. | Open Subtitles | كنا نبني المصانع الكيماوية مصافي النفط.. منشآت تقدر بملايين الدولارات |
| Cassandra'nın içindeki nesne bunun milyon katı bir çekirdek tepkimesi yaratabilir. | Open Subtitles | الجسيم داخل كاساندرا قد يسبب انفجار نووى اكبر بملايين المرات |
| milyon dolarlık kokain için size güveniyoruz, Bay Stevens. | Open Subtitles | نحن نخاطر بملايين الدولارات.لاأولاد لا صفقة |
| Bizden milyon yıl ileride gelişmiş bir tür olmalılar. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا متقدمين عنا بملايين السنوات |
| Ve milyon dolarlık evler satan Prameela Viji. | Open Subtitles | وبراميلا فيجي . التي تبيع المنازل بملايين الدولارات |
| Eğer onu şu an uyandıracak olursak çekeceği acı söylediğim acının milyon katından bile daha çok olur. | Open Subtitles | ضاعف هذا بملايين المرات و ستقترب بالكاد من حجم المعاناة التي ستواجهها إن أيقظناها الآن |
| Dev kütleli yıldızların ömürleri milyon yıllarla ölçülürken en küçük kütleli yıldızların ömürleri on milyarlarca hatta trilyonlarca yılla ölçülür. | Open Subtitles | .. بينما تقاس حياة النجوم الضخمة بملايين السنين النجوم ذوات الكتلة الصغيرة تقاس حياتها بعشرات مليارات أو حتى تريلونات السنين |
| Ve milyon dolarlık evle, Audi'yle ve düz ekran televizyonla rahatsın. | Open Subtitles | وأنت تعبر موافقة في منزل بملايين الدولارات أودي و تليفزيون بشاشة مستوية ؟ |
| milyon dolarlık davadaki durum. Ayrıntıları verir misiniz? | Open Subtitles | ثمة تسوية بملايين الدولارات هل ترغب في أن تتوسع في الشرح؟ |
| Ben kahvaltıda milyar dolarlık anlaşmalar yapıyorum. | Open Subtitles | قمت بإنهاء صفقة بملايين الدولارات أثناء الإفطار |
| - Şimdi arka bahçemde milyar dolarlık uyuşturucu karteli var. | Open Subtitles | الآن لديّ عصابةٌ تتاجر بملايين الدولارات من المخدرات . على أرضي تماماً |
| Onların milyonlarca yılda yapamayacaklarını yapabilirim. Ya eğer kabul etmezsem? | Open Subtitles | لم يكتبني أي مستخدم أنا أُقدر بملايين من سنوات البشر |
| Beni geminin çıkışına getiriyorsun ve önüme milyonlarca, milyarlarca tuşlu asla sonu olmayan bir klavye yuvarlıyorsun. | Open Subtitles | ولكن عندما تضعنى على هذه السلالم لأرى أن المدينة كبيانو بملايين المفاتيح |
| Evet, Harvey, multimilyon dolarlık bir davada açık bir delil gördüm ve senden onu sakladım. | Open Subtitles | نعم ، هارفي رأيت دليل دامغ في دعوى المطالبة بملايين الدولارات, وأخفيتها عنك |
| Söylentilere göre fidye miktarı milyonlarla ifade ediliyor. | Open Subtitles | تخمين , لكن فدية بملايين الدولارات تم ذكرها |