| Belki Tavsiyemi biraz abarttın. | Open Subtitles | حَسناً، ربما أنت أَخذتَ بنصيحتي فقط بعيد جداً نوعاً ما. |
| Hatta benim Tavsiyemi dinlerseniz, bir an önce çocuk yapmaya bakın. | Open Subtitles | لذا إصغيا وخذا بنصيحتي إنجبا الأطفال بأسرع ما يمكنكما |
| Tavsiyemi dinlediğine memnun kalacaksın. | Open Subtitles | أنت سَتَكُونُ مسرور أنت أَخذتَ بنصيحتي على هذا. |
| Arjantin hükümeti tavsiyeme kulak verip, doğru şeyi yaptığı için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد فقط لأن حكومة الأرجنتين اهتمت بنصيحتي و فعل الصواب |
| Sana tavsiyem; o kâğıt parçasını yak, ve gördüğünü unut. | Open Subtitles | انضر,خذ بنصيحتي, واحرق قطعة الورق تلك وانس انك رأيتها يوما |
| Benden sana tavsiye, acele etme. | Open Subtitles | أنا محامي. خذ بنصيحتي ولا تتعجل بالأمور. |
| Yeğenimin tavsiyeme uyup burada gittiğini sanmıştım. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنّ ابن اخي سيأخذ بنصيحتي ويبتعد |
| Ama ben benim tavsiyelerime uymayan biriyle çalışamam. | Open Subtitles | لا أستطيع العمل مع شخص يرفض العمل بنصيحتي |
| Rica ederim. Ayakkabılar konusundaki Tavsiyemi dinlemişsiniz bakıyorum. | Open Subtitles | أنت على الرحب و السعة أرى أنك قد أخذت بنصيحتي بشأن الحذاء |
| Sırf kaybettim diye, Tavsiyemi dinlememelisin diye bir şey yok. | Open Subtitles | ولأنني خسرت فلا يعني هذا ألا تأخذ بنصيحتي |
| Bakın, Tavsiyemi dinleyin ve sakinleşin. | Open Subtitles | أريد أن تقبل بنصيحتي وتسوي الأمور أخرجها قبل أن تسوء أكثر |
| Harriet Tavsiyemi dinlediği için üzüldüğümü söyleyemem. | Open Subtitles | لن ادعي بانني متاسفة لان هارييت اخذت بنصيحتي |
| Umudunuzu yitirmeyin. Aklınızla haraket edin. Tavsiyemi dinleyin. | Open Subtitles | لا تستخدم القوة ، تصرف بحكمة وخذ بنصيحتي |
| Tavsiyemi dinlemeliydin, Ben. Eve gitmeni söylemiştim. | Open Subtitles | كان عليك أن تأخذ بنصيحتي عندما قلت لك عد الى منزلك |
| Tavsiyemi dinlemeliydin Ben. Sana evine gitmeni söylemiştim. | Open Subtitles | كان عليك أن تأخذ بنصيحتي عندما قلت لك عد الى منزلك |
| O yüzden, harika Tavsiyemi dikkate alıp sağdakini seçmen gerek. | Open Subtitles | في هذه الحالة يجب ان تأخذي بنصيحتي الأعجوبة وترتدي الذي على اليمين |
| Evet, her zaman kendi tavsiyeme uymam. | Open Subtitles | نعم, أنا لا أتقيد دائماً بنصيحتي الخاصة. |
| İyi bir şey tabi; ama bence tavsiyeme uy ve onlarla bağ kurma. | Open Subtitles | أعني, إنه أمر لطيف, لكن خذي بنصيحتي و تنصلي عن ذلك |
| Kimlik gizleme konusunda tavsiyeme uymuşsun bakıyorum. | Open Subtitles | أرى أنّك أخذت بنصيحتي حيال إخفاء الهويّة. |
| Ben Piper evlilik danışmanı ile kalp tavsiyem aldı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد زمّار أَخذَ بنصيحتي إلى القلبِ مَع مستشارِ الزواجَ. |
| Ancak, benim tavsiyem sokaktaki insanların tansiyonunu ölçtürüyorum ve aldığım bilgilere göre durum, duygusal açıdan çok hassas bir noktadadır. | Open Subtitles | حسناً، إليكِ بنصيحتي لقد إختبرت الأجواء بين الناس علىالشوارع... والمعلوماتالتيتلقيتها... |
| En azından küçük bir tavsiye vereyim öpüşürken dilinle kızı boğmaya falan kalkma. | Open Subtitles | - حسناً حسناً جيد ولكن أخذ بنصيحتي على الأقل خفف على الأسنان لا تضغط و تجنب لمسها بلاسنك |
| tavsiyeme uyup kimseyle konuştun mu? | Open Subtitles | هل اخذت بنصيحتي وتحدثت مع احدهم؟ |
| Ama sanırım tavsiyelerime uymuyor. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أنه لم يسمع بنصيحتي |
| biliyorum Manubahai,bende bazı sorunlar yaşıyorum bu yüzden senden tavsiyelerimi dinlemeni istiyorum | Open Subtitles | أعرف " مانوبهاي "، أنا أعاني من مشاكل أيضا لهذا بالسبب بالضبط أطلب منك الأخذ بنصيحتي |