| Oraya bir gemi koyup bir çeşit kilit tüneli mi kuracaksınız? | Open Subtitles | سنقوم بوضع سفينة بالخارج هناك ونقوم بنوعاً من الرسو الأمِن ؟ |
| Kayıp gemiye bir çeşit hastalık bulaşmış. | Open Subtitles | السفينة المفقُودة .. لقد أصيبت بنوعاً ما من المرض |
| Ve ziyaretçilere müsade edilmiyor Çünkü onlar üzerinde bir çeşit değerlendirme yapıyorlar. | Open Subtitles | و ليس مسموحاً بزيرتها لأنهم يقومواً بنوعاً ما من الأحتجاز لها |
| Mycroft'un ruhsal uyanışı bir çeşit hastalığa bağlı. | Open Subtitles | (بالتأكيد الصحوه الروحيه الخاصه بـ(مايكروفت مرتبطه بنوعاً من الأمراض |
| O değil de bir çeşit dönüm noktası yaşadım. | Open Subtitles | لقد حظيت بنوعاً من الإختراق |
| O değil de bir çeşit dönüm noktası yaşadım. | Open Subtitles | لقد حظيت بنوعاً من الإختراق |