| İzin verirseniz... Bu sorunu da çözmek için ilk gönüllü ben olayım. | Open Subtitles | لو سمحت لي أود أن اتكفل بهذه المشكلة ايضاً |
| Darılma ama hatırlasaydın, Bu sorunu yaşıyor olmazdık. | Open Subtitles | بدون إهانة، لو كنتِ تتذكرين لما كنا بهذه المشكلة الآن. |
| Bu sorunu senin yerine çözdüğü için minnettar olmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تكون مسروراً لأنه اهتم بهذه المشكلة من أجلك |
| Sanırım başına bu derdi açan adamı buldum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أخيراً وصلت غلى الرجل الذي أوقعك بهذه المشكلة |
| Sanırım başına bu derdi açan adamı buldum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أخيراً وصلت غلى الرجل الذي أوقعك بهذه المشكلة |
| San Brendan'dan ayrılmasının bu problem ile... ilgili olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أتفهم أن نقله مؤخراً من سانت بريندان قد يكون متعلقاً بهذه المشكلة |
| Evet, bu problem daha önce de olmuştu. | Open Subtitles | نعم, لقد مررت بهذه المشكلة سابقاً |
| Bu sorunu şimdi kabul etmenizi istiyorum! | Open Subtitles | أريدك أن تعترف بهذه المشكلة الآن |
| TH: Kesinlikle. Bu sorunu bu kadar önemsememin sebebi Stanford'da İkna Teknolojisi Laboratuvarı adında bir yerde okudum, öğrencilere bu teknikler öğretiliyordu. | TED | (هاريس): بالضبط، السبب وراء اهتمامي كثيرًا بهذه المشكلة أنني درست في (معمل تكنولوجيا الإقناع) في (ستانفورد) ويعلم الطلاب كيفية تحديد هذه التقنيات. |
| Bu sorunu halledeceğim...tek başıma. | Open Subtitles | سوف أعتني بهذه المشكلة بنفسى |
| Onunla birlikte Bu sorunu çözeceğiz. | Open Subtitles | وسنهتم أنا وهو بهذه المشكلة... |