| Bu nedenle büyük bir hayal kırılığı yaşadım çünkü gördüğüm kadarıyla, ofis ortamındaki müstakbel çalışanlarımızdan onunla aynı fikirde olanları susturmak için arkadaşlarımın ve benim yapabileceğimiz bir şey yoktu. | TED | لقد كنت محبطًا تمامًا، لم يكن بوسعنا فعل أي شيء لنسكت أي أحد أيّد قراره في بيئة المكتب لعمالنا في المستقبل. |
| Ne demek istediğimi biliyorsun. O gitti, yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | أتفهم ما أقول، لقد رحل ولم يكن بوسعنا فعل أي شيء حيال ذلك |
| Ne demek istediğimi biliyorsun. O gitti, yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | أتفهم ما أقول، لقد رحل ولم يكن بوسعنا فعل أي شيء حيال ذلك |
| Caddeye ayak basar basmaz kayıplara karıştı. yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | حالما حطت قدمه في الشارع أصبح صعب المنال لم يكن بوسعنا فعل أي شيء |
| O zamana kadar yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | ليس بوسعنا فعل أي شيء حتى ذلك الحين. |
| yapabileceğimiz bir şey yok, Scottie. | Open Subtitles | ليس بوسعنا فعل أي شيء, سكوتي. |