| Vergiler birikmeye başlamıştı, o da evi satmak zorunda kalacaktı. | Open Subtitles | والضرائب كانت متراكمة وأنها كانت في طريقها إلى بيع المنزل. |
| Anlıyorsun, konu Bertin muhtemelen evi satmak zorunda kalacağımızı düşünmesi. | Open Subtitles | النقطة هي، أن السيد بيرت هانلي يقول إنه ربما يجب علينا بيع المنزل. |
| Eşiniz bu evi satmak istemiyor ama ben onu almalıyım. | Open Subtitles | زوجك لا يريد بيع المنزل لكن علي ان اشتريه |
| Evi satıp, taşınmayı bile düşündük. | Open Subtitles | بالحقيقة , كنا نتحدث حول بيع المنزل , والأنتقال من هنا |
| - Hey There Delilah - Evet, evi satmayı düşünüyoruz. Orada kıpırdanmayı kes bakayım. | Open Subtitles | نعم، نحن نفكر بشأن بيع المنزل توقفوا عن التلوي هناك |
| Hem son haftalarda evi satmaya çalışmakla baya meşguldü. | Open Subtitles | وهو كان مشغولاً جداً بالأسابيع الماضيه كان يحاول بيع المنزل |
| evin satımından bana para vermeye çalıştı ama kabul etmedim. | Open Subtitles | و حاول أن يعرض علي كمية من النقود من بيع المنزل لكني لم آخذ منه شيء |
| Bay Drake'in de evi satmak istemesi çok güzel. | Open Subtitles | حسناً إنه لأمر جيد بأن يتفق معك حول بيع المنزل |
| Birikimlerimiz suyunu çekince de evi satmak zorunda kalırız sonra. | Open Subtitles | وصديقها والفاشل وكل مدخراتنا ستنتهي، ثم سيكون علينا بيع المنزل! |
| Çünkü evi satmak konusunda ciddi olduklarını düşünmemiştim. | Open Subtitles | - حسنا، لأنني لم أفكر كانوا جادين في بيع المنزل |
| Artık tek yapmam gereken seni öldürmek ve evi satmak. | Open Subtitles | الآن عليّ قتلك فقط ، ثم بيع المنزل |
| Dürüst olmak gerekirse, şehir daha fazla yıpranmadan önce evi satmak istiyor. | Open Subtitles | في الواقع، العقارات يريد بيع المنزل ... قبل تتدهور المزيد. |
| Harriet, evi satmak zorunda kalabiliriz. | Open Subtitles | هاريت، قد يتوجب علينا بيع المنزل |
| 5 milyonu bulmak için evi satmak zorundayız. | Open Subtitles | للحصول على خمسة، سيكون علينا بيع المنزل |
| Phoenix'deki evi satmak zorunda kaldık, bu yüzden buradayız. | Open Subtitles | (توجب علينا بيع المنزل في (فينيكس وهذا سبب قدومنا إلى هنا |
| Hım Evi satıp banka hesabını da boşalttıktan sonra bana bıraktıkları bir kaktüs bir Phil Collins cdsi birde küflenmiş bir parça peynir. | Open Subtitles | حسنا,بعد بيع المنزل و سحب النقود من البنك كل ما تركه لي هو نبات صبار |
| Evi satıp çocukları kaliteli bir yetimhaneye yerleştirsek olmaz mı? | Open Subtitles | ألاّ يمكننا بيع المنزل ونضع الأطفال في دار أيتام جيدة ؟ |
| Öyleyse neden bu Evi satıp başka bir yere taşınmayı planlıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تريدين بيع المنزل والانتقال منه ؟ |
| Belki de evi satmayı düşünmeliyiz. | Open Subtitles | ربّما من الأفضل أن نبحث بيع المنزل. |
| evi satmayı neden istiyorsun o zaman? | Open Subtitles | إذن ، لماذا تودين بيع المنزل ؟ |
| Martha bir kez evi satmaya çalıştı ama sanırım Lundy buna izin vermedi. | Open Subtitles | لقد حاولت " مارثا " بيع المنزل لكنني أعتقد أنّ " لاندي " منعها |
| Bu evi satmaya karar verdiğimde o çiçek solup kurudu. | Open Subtitles | عندما قررت بيع المنزل الوردة ذبلت و جفت |
| Yolun karşısındaki evin ederine bakıp iki katını verdim. | Open Subtitles | عرفت بكم بيع المنزل المقابل له وضاعفت الثمن. |