| - Kalenin içinde. Beckman onu taşımak için bir muhafaza ünitesi getiriyor. | Open Subtitles | أن بيكمان قادمة ومعها فريق لإخلاء المكان |
| Beni kovacaksan Beckman'a söyle, o halleder. | Open Subtitles | انت كنت تريدني خارجاً, فقط اخبر بيكمان وستعيد تعييني |
| Acaba General Beckman'in kaçinci katta oldugunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | أنا آسف جداً لازعاجك ألن يصادف أن تعرف في أي طابق الجنرال بيكمان ؟ |
| Bickman'ın ideal erkek mi yoksa klinik olarak kanıtlanmış bir psikopat mı olduğunu öğrenmek istiyorsan, onu test etmelisin. | Open Subtitles | أتعرفين؟ إن كنتِ تودي معرفة ,إن كان (بيكمان) رجل جذاب أو كان مختل إكلينيكياً, فعليكِ أن تجري عليه فحصاً |
| Suç İnceleme Bölümü'nden, Başçavuş Arnold Bickman'ı bağlar mısınız? | Open Subtitles | الرقيب أول (أرنولد بيكمان) قسم التحريات الجنائية |
| Şehrin güney yakasındaki Beakman Sokağı'ndaki bir çöpte bulunmuş. | Open Subtitles | لقد تم ايجاده فى حاوية المهملات فى شارع بيكمان فى الجانب الجنوبى من المدينة |
| Hayir, Beckman istedigin kisiyi seçebilirsin dedi. En iyilerini. | Open Subtitles | لا , بيكمان قالت لدي الحق باختيار فريقي الخاص |
| Hava alirken Beckman'a isi biraktigimi nasil söyleyecegimi düsüneyim. | Open Subtitles | آسف يا رفاق , لقد انتهى ..سأذهب لشم بعض الهواء النقي وأفكر كيف سأخبر بيكمان اني سأستقيل |
| Walker, Shaw ve Beckman'ın gözünde geçtin. | Open Subtitles | يجب أن تشرح هذا لوالكر، شاو و بيكمان لقد عبرت الامتحان |
| Beckman veya depo hakkında endişelenme Chuck. | Open Subtitles | لا تحمل هم الاقتحام في المستودع أو بيكمان يا تشاك |
| Beckman hazır olduğumu düşünmüyor. | Open Subtitles | بيكمان لاتعتقد أني جاهز للخروج لميدان المهمّات لكن غير هذا , كل شيء جيد |
| Beckman'a benden bahsedecektin. | Open Subtitles | وأنك ستتكلم مع بيكمان بخصوصي هل تكلمت مع بيكمان بخصوصي ؟ |
| Kavga videosunu Beckman'ın ev bilgisayarına gönderiyorum. | Open Subtitles | انا ارسل لقطات الكاميرا الى حاسوب بيكمان المنزلي الآن |
| General Beckman benden analist olarak... çalışmamı ve arada bir de böyle göreve çıkmamı istedi. | Open Subtitles | ولذلك طلبت الجنرال بيكمان أن أعمل كمحلّل للوكالة وبعد ذلك مرة واحدة في كل حين |
| Bu Dr. Ian Bickman, yeni beyin cerrahisi bölüm başkanımız. | Open Subtitles | هذا هو د. (إيان بيكمان), رئيس جراحة الأعصاب الجديد |
| Bunu yepyeni kesicimize göstermek ister misiniz Dr. Bickman? | Open Subtitles | أترغبي عرض بعض هذه على جراحنا الوسيم الجديد, د. (بيكمان)؟ -ماذا؟ |
| Cerrahımız Dr. Bickman'a göre ameliyat mümkün. | Open Subtitles | مع جراحنا, د. (بيكمان), فهي مؤكد أنها قابلة للجراحة |
| Burada Sadie Beakman'in cinayet duruşmasından bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحن نتكلم عن محاكمة جريمة قتل سيدي بيكمان هنا |
| Sadie Beakman onu iş üstünde yakaladı ve o da kaçmak için onu öldürdü. | Open Subtitles | سيدي بيكمان رأتها والمتهمة قامت بقتلها , لتهرب بفعلتها |
| Nina O'Keefe, Sadie Beakman'ı öldürdü. | Open Subtitles | نينا أو كيف هي التي قامت بقتل سيدي بيكمان |
| Kitaptaki Bayan Pickman bir deliydi... kocasını doğrayarak bir lahana salatasına çevirmişti. | Open Subtitles | السيدة بيكمان مجنونة بالكتاب التى تضع زوجها بالسلطة |
| Küçük Elsie Beckmann için aldığın balonun aynısı. | Open Subtitles | بلونة مثل هذه أعطيتها لإلسي بيكمان الصغيرة |
| Dr. Bechmann'ın trajik bir kazada öldüklerini bildir. | Open Subtitles | نتج عنه موت كل من البروفيسور ماركوفيتز والدكتور بيكمان |
| Beekman'ın hapları işe yaramaz. Mide ağrısından başka bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | حبوب بيكمان هراء، لن تفعل شيئاً سوى إحداثِ تقلصاتٍ في المعدة |