| Bellingham'a çok kötü bir şey yapmışlar. | Open Subtitles | وقد فعلوا شيئاً سيئاً جداً في حق بيلينجهام. |
| ...Bellingham'a, Mount Vernon'a Vancouver, Kanada'ya. | Open Subtitles | بيلينجهام ، مونت فيرنون فانكوفير، كندا |
| Bir gün Bellingham'a çok özel bir teslimat geliyor. | Open Subtitles | حسناً، في يوم ما، حصل (بيلينجهام) على توصيله خاصة جداً، |
| Burada işin bittiğinde kutuyu Rahip Billingham'ın ofisine götür. | Open Subtitles | عندما تنتهين هُنا، خذي الصندوق ألى مكتب القس (بيلينجهام) |
| Rahip Billingham bu geceki ritüelin çok önemli bir kısmını öğreneceğimi söyledi. | Open Subtitles | القس (بيلينجهام) قال أني سأتعلم جزءً مهماً من الطقوس الليلة |
| Bellingham'ın üniversite müzesinde yarı-zamanlı çalıştığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أن (بيلينجهام) يعمل بدوام جزئي في متحف الجامعه. |
| Ve sonra Bellingham tesadüfen Pre-Columbian Zuni putunu çaldığına dair isimsiz bir ihbar geldiğini söyledi? | Open Subtitles | ومن ثم.. ذكر (بيلينجهام) بشكل عفوي، أن أحدهم أشار إلى طرف مجهول بشأن سرقة، |
| Yapma, Bellingham. Bu son baraj maçı. | Open Subtitles | هيا يا (بيلينجهام)، إنها التصفيات النهائية. |
| - Spino, Bellingham'a mı gitmiş? | Open Subtitles | هل سمعت انا ان (سبينو) اقلع الى (بيلينجهام) ؟ |
| Hayır, söylemek isterim ki, bu müzayede için iki haftadır önerilen Bellingham koleksiyonundan gelme, bu da demek oluyor ki ya bir hilekarsın ya da polissin. | Open Subtitles | "كلا ، أقول أنّ هذه من تجميعة "بيلينجهام الذي من المقرر بيعها في المزاد في خلال أسبوعين مما يعني إما أن تكون مخادعاً أو شرطيّاً |
| Akutan, Juneau, Sitka Bellingham ve Seattle'a hareket eden yolcular, biletlerinizi hazır tutunuz. | Open Subtitles | (المسافرين الى (أكوتان) و (جونو) و (سيتكا (والى (بيلينجهام) و (سياتل احتفظوا بـ تذاكركم |
| Adı Bellingham, ve antika topluyor. | Open Subtitles | إن اسمه (بيلينجهام).. وهو جامع للتحف. |
| Bellingham, Susan'a aşık. | Open Subtitles | بيلينجهام لديه مايثير (سوزان). |
| Bay Bellingham eşyalarını topluyor. | Open Subtitles | السيد (بيلينجهام) سيحزم أشياءه، |
| Lanet Edward Bellingham ile! | Open Subtitles | مع (إدوارد بيلينجهام) اللعين! |
| Bellingham eziğin teki. | Open Subtitles | و(بيلينجهام) فاشل، |
| Pastor Billingham her yıldızın bir ruhu temsil ettiğini söylerdi. | Open Subtitles | القس (بيلينجهام) يقول أن كل نجم يمثلُ روحاً |
| Saçını tarayıp taramamak sana kalmış ama Bay Billingham elbiseyi giymek zorunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أستخدام الفرشاة اختياري، لكن السيد (بيلينجهام) يقول أن الثوب ليس كذلك |
| Tad Billingham'ın Papaz olan. | Open Subtitles | ،مجمع (تاد بيلينجهام) أنتَ تعرفهُ، القس |
| Merhaba Charlie Ben Tad Billingham. | Open Subtitles | مرحباً (تشارلي) أنا (تاد بيلينجهام) |