| Ülkenin avantajı, A.B.D ve Ortadoğu arasında köprü rolü oynaması. | Open Subtitles | والجزء الظاهر وصول بلادك إلى جسر بيننا وبين الشرق الأوسط |
| Gerçek şu ki, zengin ülkelerde insanlar ve açlık arasında akılalmaz bir uzaklık var | TED | الحقيقة هي، أنه لدينا في الدول الغنية حاجز هائل بيننا وبين الجوع. |
| Düşüncelerini yıldırıcı bulduğumuz insanlarla bizim aramızda zamansal ve mekansal bir tampon var. | TED | لدينا متسع من الوقت والفضاء بيننا وبين الناس الذين تجعلنا أفكارهم نحسّ بالحنق. |
| İlk kez insanların neredeyse çoğu şehirde yaşıyordu, doğayla aramızda büyüyen bir mesafe vardı. | TED | وللمرة الاولى، معظم الناس تقريبا عاشوا في مدن لذلك كانت المسافة تكبر بيننا وبين الطبيعة. |
| Zenciler, Siyularla aramıza girmeye hazırsa silahlanmaları bizim için dert değil. | Open Subtitles | إن كان الزنوج على إستعداد لوضع أنفسهم بيننا وبين قبيلة السو |
| Dinazorlarla aramızdaki fark şu: Bizim uzay programlarımız var ve oy kullanabiliyoruz; yani, geleceğimizi değiştirebiliyoruz. | TED | الفرق بيننا وبين الدينصورات أن لدينا برنامجاً فضائياً وبإمكاننا التصويت، وإذن يمكننا تغيير مستقبلنا. |
| İnsanlar ve dinazorlar arasındaki fark da bu. | TED | هذا هو الفرق، هذا هو الفرق بيننا وبين الديناصورات. |
| İnsanlar tarafından kullanılan bu tür yalanlarsa siz ve diğerleri arasında tampon görevi görüyor, kâhyaların bir dönemler yaptığı gibi. | TED | إذاً هذه الأكاذيب تستخدم من قبل الناس لإنشاء منطقة عازلة, كما يفعل كبير الخدم. بيننا وبين الاتصالات إلى أي شخص آخر. |
| Koca dişleri vardı ve bizlerle arasında derin bir bağ varmış gibi görünüyor, fillerle de olduğu gibi. | TED | ذي أنياب كبيرة، ويبدو أنه لدينا تفاهم عميق معهم، كما الحال بيننا وبين الفيلة. |
| Bizimle sörf arasında bariyer oluşturmuşlardı, sadece suda yerimizi almak için bu labirent gibi şeylerin arasından geçmemiz gerekiyordu, | TED | وقد صنعت هذا الحاجز بيننا وبين الأمواج، وكان علينا أن نمر خلاله وكأننا نسير في متاهة فعلنا كل هذا فقط لكي نقف بالصف. |
| Bu çalışmaların hepsi biz ve vücudumuz arasında sağlıklı bir bağ kurabilmek için. | TED | كل هذا يعمل لترويج تواصل صحَي بيننا وبين أجسادنا. |
| Evet. Bizimle Gineliler arasında bir savaş başlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنهُ يحاول إشعال حرب بيننا وبين جماعة جينيس |
| Vuruş noktasıyla aramızda mesafe oluşturmaya çalıştık. | Open Subtitles | محاولين زيادة المسافة بيننا وبين نقطة الأنفجار |
| Sanırım tekneyle aramızda bir şey gördüm. | Open Subtitles | أعتقد أنني رأيت شيئاً بيننا وبين المركب. |
| Diğer taraftan, helikopterle aramızda bizi arayan bir sürü kızgın insan var. | Open Subtitles | من جانب اخر بيننا وبين الطوافة الكثير من الناس المزعجة |
| Özgürlüğüne kavuşan bütün ülkelerde, Ruslarla bizim aramızda, onların kalpleri ve beyinleri üzerine kıyasıya bir savaş yaşanacak. | Open Subtitles | وفى كل بلد حره سوف يكون هنالك معركه بيننا وبين الروس من أجل العقل والقلب |
| Oraya gizlediğiniz polislerle aramıza mesafe koyuyoruz. | Open Subtitles | إنا نتحرك لأننا نحاول وضع مسافة بيننا وبين كل هؤلاء الشرطة الذين أخفيتموهم هناك في النفق خلفنا |
| Annem heykel ile aramıza mesafe koymaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كانت أمي تحاول فرض نفسها بيننا وبين التمثال |
| Genelde, diğer hayvanlarla aramızdaki bireysel farklara bakarız. | TED | عادة، ما ننظر إلى الاختلافات بيننا وبين بقية الحيوانات على مستوىً فردي. |
| Reaktörle aramızdaki zırhın kalınlığına bağlı. | Open Subtitles | هذا يعتمد على مقدار الدروع هناك بيننا وبين المفاعل؟ |
| Ve bu uzaklık bizimle Andromeda arasındaki uzaklık, tamam mı? | TED | هذه هي المسافة بيننا وبين مجرة أندرميدا، صحيح؟ |
| Philippi ile burası arasındaki halk zoraki bir sevgi gösteriyor bize. | Open Subtitles | أهل المنطقة التي بيننا وبين منطقة فيليبي.. محايدون ولكن بالرغم منهم وليس برضاهم |
| Cadıyı kaybetmemizi sağladı bizimle intikamımızın arasına girdi. | Open Subtitles | هو جعلنا نفقد الساحر وقف بيننا وبين الإنتقام منه |
| Oradan geçmemiz ve halka aramızda güven sağlamamız gerekiyordu. | Open Subtitles | أردنا أن نذهب الي هناك ونبني ثقة بيننا وبين المدنيين |