| sinerji oluşturmak, teşvik etmek, konuşturmak. - Ben buraya birlikte içmeye geldim dostum. | Open Subtitles | تآزر ، تحفيز ، التحدث أنا هنا ، يا صاحبي للشرب خارج المنطقة |
| Bu gerçekten mizahın nasıl işlediğini gösteriyor.Bu bilişsel bir sinerji bu aslında birbiri ile gitmeyen iki şeyi karıştırmamızdır ve geçici olarak beynimiz içindeki varolanlarla. | TED | هذه هي حقيقة عمل حس الدعابة. إنه تآزر معرفي حيث ندمج هذين الشيئين الذين لا يتطابقان ولكن مؤقتا في عقولنا يحدث ذلك. |
| Hangi şirketin senin markanla iyi bir sinerji oluşturabileceğini bulman yeterli. | Open Subtitles | يجب أن تكتشف أي شركة تآزر علامتك التجارية الأفضل |
| Besinlerin arasında sinerji olduğunu gösteriyor. | TED | و هذا يعني وجود تآزر في الطعام. |
| Besbelli ki, finular analiz herhangi bir sinerji olmuş müşteri farkındalığı sınıflandırılmasını kabul eder. | Open Subtitles | حسنا .. كماهو واضح , أن تحليل " ذا فاينولر " سيعالج أي تآزر |
| Katili yakalamak için bir mahkum kullanmak bu bir sinerji. | Open Subtitles | إستخدام مُدانة للقبض على قاتل... إنّه تآزر. |
| - Müthiş bir sinerji var! | Open Subtitles | تآزر يبلغ حد الكمال |
| sinerji. | Open Subtitles | تآزر |