| Ve, içten içe, belkide onunla yine birlikte olmayı umuyorsun. | Open Subtitles | و بداخلك, ربما كنت تأمل أن تعودا إلى بعضيكما يوم ما |
| Yani uçak teknisyenliğinin genetik olmasını umuyorsun? | Open Subtitles | لذا فأنت تأمل أن تكون صيانة الطائرات أمرٌ وراثي ؟ |
| Kendine bunun çoğunluğun iyiliği için olduğunu hatırlatıyorsun ve bir gün seni affedeceklerini umuyorsun. | Open Subtitles | تذكر نفسك إن هذا لأجل الصالح العام و تأمل أن يصفح عنك في يومِ ما |
| Birini bulmanın onu diğerine götüreceğini umuyordu. | Open Subtitles | كانت تأمل أن العثور على أحدهما سيقود للآخر |
| Onun fizyolojisinin genetik bozulmanızı yenmek yolunda ipuçları vereceğini umuyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تأمل أن تمكنك فسيولوجية جسده من وقف تدهوركم الجينى |
| İspanyol hükümeti ancak o kadar sağduyulu olmanızı umuyor. | Open Subtitles | حسنا,الحكومة الإسبانية تأمل أن لا يكون لديكم حس مناسب أكثر من ذلك وسوف أخبركم لماذا |
| Ağabeyinin kılıcının, kaleminden daha keskin olması için dua etmen gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن تأمل أن يكون سيف أخيك أكثر حدة من قلمه |
| James ve Phillipa seni bekliyorlar! Trenin seni nereye götürmesini umduğunu biliyorsun... | Open Subtitles | تعرف أين تأمل أن يأخذك هذا القطار، لكنّك لست متيقناً من ذلك |
| Sanırım gecenin daha farklı biteceğini umuyormuş. | Open Subtitles | أظنها كانت تأمل أن تنتهي الليلة بشكل مختلف |
| Yayımlayabileceğin bir şeyler bulmayı mı umuyorsun? | Open Subtitles | - لا يمكن أن أفعل هذا تأمل أن تجد شيئاً بالأعلى يمكنك نشره؟ |
| Yayımlayabileceğin bir şeyler bulmayı mı umuyorsun? | Open Subtitles | تأمل أن تجد شيئاً بالأعلى يمكنك نشره؟ |
| Tam olarak ne bulmayı umuyorsun? | Open Subtitles | ما هو بالضبط الشيء الذي تأمل أن تجده؟ |
| Peki Meereen yolunun sonunda ne bulmayı umuyorsun? | Open Subtitles | وماذا تأمل أن تجد بنهاية الطريق إلى "ميرين"؟ |
| Peki Meereen yolunun sonunda ne bulmayı umuyorsun? | Open Subtitles | وماذا تأمل أن تجد بنهاية الطريق إلى "ميرين"؟ |
| umuyorsun ki bunu kabul edecek kadar budala olayım. | Open Subtitles | "أنت تأمل أن أكون غبية بما يكفي لأقبل بذلك" |
| Buradaki acının şurandakini sileceğini umuyorsun. | Open Subtitles | تأمل أن يطغى الألم هنا على الألم هناك. |
| "Günün birinde bilge ve akıllı olmayı umuyordu, ama | Open Subtitles | كانت تأمل أن تصبح أكثر حكمة مع مرور الزمن لكن للأسف |
| Aslında öğle yemeği için ona katılmanı umuyordu. | Open Subtitles | في الحقيقة، كانت تأمل أن تنضم إليها على الغداء |
| Beni davadan vazgeçirmeyi mi umuyorsunuz? | Open Subtitles | هل تأمل أن تقنعني بالعدول عن قضيتي القانونية ؟ |
| - Hain olmadığınız söylüyorsunuz ama yine de bu uzaylı silahlarının oğlunuzu iyileştirmesini umuyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تقول أنكم لستم خونة... وأنت تأمل أن أسلحة الفضائيين تلك... بإمكانها شفاء ابنك |
| Nöroloji Bilimi öğrenimi görmeyi ve New York halk kütüphanesi ve ve Lincoln Merkezine destek olarak ailesinin mirasını devam ettirmeyi umuyor. | Open Subtitles | تأمل أن تكون رائدة في علم الأعصاب وتوصل ميراث عائلتها كداعم لمكتبة نيويورك العامه |
| Bu kızları bulmamız için dua etmeye başlasan iyi olur. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تأمل أن نعثر علي هاتان الفتاتان |
| Yedinciden medet umduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | أتخيل أنّها تأمل أن تكون قضيتها الحالية، هي رقم الحظ 7 |
| Arlene'nin seni tutuklatacak bir ifade vermesini umuyormuş. | Open Subtitles | كانت تأمل أن تعطيها (آرلين) إفادةً تتيح لها اعتقالكِ |
| Burada ne öğrenmeyi umduğumuzu hala anlayabilmiş değilim. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا تأمل أن تتعلم هنا؟ مبني إصلاحي فيدرالي - مدينة نيويورك. |