| Dedi ki Astrid'in dediğine göre Natalie geçen hafta Twinkle'da tampon almış. | Open Subtitles | قالت بأن آستريد قالت بأنها أعطت ناتالي قطنة تامبون الاسبوع الماضي في توينكل |
| Mesela, tampon Run isimli oyunu oluşturan iki lise öğrencimizi ele alalım. Evet, tampon Run-- regl tabusuna ve oyunlardaki cinsiyetçilikle savaşıyor. | TED | فلنأخذ على سبيل المثال، اثنتين من طالبات الثانوية لدينا اللتين قامتا ببناء لعبة تسمى "تامبون ران" - نعم، "جرية السدادة القطنية" - لمحاربة تابو الحيض والتمييز على أساس الجنس في الألعاب. |
| Natalie tampon kullanıyor. | Open Subtitles | إن ناتالي تستخدم تامبون .. |
| Çocukların kulaklarına tampon sokmak garipliktir. | Open Subtitles | غريب... هو وضع تامبون في آذان أطفالك هذا هو الغريب! |
| Sex and the City'nin yeniden yayınlandığını fark edene dek ped reklâmlarının ne diye böylesine uzun olduğunu merak ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أتساءل لماذا إعلان الـ(تامبون) هذا طويل جدا حتى أدركتُ أنه كان إعادة عرض لمسلسل (سيكس آند ذا سيتي) |
| Sana tampon almam veya kocanın saçları gibi özel davranmam gerektiği anlamına gelebilir. | Open Subtitles | (وهذا يعني أن أحضر لكِ فوط الـ (تامبون وأمدح شعر زوجكِ |
| - Tabii ki. Kalın Gen tampon'daydım. | Open Subtitles | بالطبع كنت في نادي (فاي ميغا تامبون) |
| - Anne, tampon olmaz. | Open Subtitles | -أمي، ليس تامبون |
| - Çocukların kulaklarına tampon taktı. | Open Subtitles | -وضعت تامبون في أذنيهم |
| - Anne, tampon olmaz. | Open Subtitles | -أمي ليس تامبون ! |
| "Sex and the City'nin yeniden yayınlandığını fark edene dek ped reklâmlarının ne diye böylesine uzun olduğunu merak ediyordum." | Open Subtitles | لقد كنتُ أتساءل لماذا إعلان" الـ(تامبون) هذا طويل جدا |