| Sende cevaplar var insan. Sen artık yalnızca soruyu arıyorsun. | Open Subtitles | لديك كل الأجوبة أيها الأنسان أنت تبحث عن السؤال فقط |
| Çocuğa bakması için birini arıyorsun ve kadın geçmiş karşında duruyor. | Open Subtitles | أنت تبحث عن شخص ما ليعتني بالصبي. وهيّ تقف أمامك تماماً. |
| Özet olarak, harcamalarımızı paylaşmak için, InGen sınırlı sorumlu ortaklar arıyor. | Open Subtitles | بكل بساطة , إين جين تبحث عن شركاء محدودين لمساعدتنا بالتكاليف |
| - Bu keşifle ilgilidir. - Ama bulduğunuz şeyi mi arıyor olmanız gerekir? | Open Subtitles | أنها عن الأستكشاف لكن هل يجب عليك أن تبحث عن الشيء الذي وجدته |
| # Evet, eğer gürültü arıyorsan, bana kulak ver # | Open Subtitles | نعم، إن كنت تبحث عن شجار كبير .إنما تبحث عني |
| Görmek için değil ama birini arıyorsunuz, öyle mi? | Open Subtitles | إذاً فأنت لا تزال تبحث عن هذا الرجل أليس كذلك؟ |
| Ben CIA çalışanı değilim. Ben oğlunu arayan bir anneyim. | Open Subtitles | أنا لست من المخابرات المركزية أنا أم تبحث عن إبنها |
| Güneş gözlüklerini arıyordu ama bilemiyorum belki bir şeyler görmüş olabilir. | Open Subtitles | لقد كانت تبحث عن نظاراتها، لكن لا اعلم، ربما رأت شيء |
| Merhaba, kedicik. Fare mi arıyorsun? | Open Subtitles | مرحباً أيها القط ، هل تبحث عن فأر ، كذلك نحن |
| Onun, giydiği takımı arıyorsun. - Onun gibi giyinmemi istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تبحث عن الرداء التى كانت ترتدية تريدنى أن أبدو مثلها |
| Şimdi Tony sonraki sahnede Gina'yı arıyorsun ve Gina'da seni arıyor. | Open Subtitles | والآن يا توني في المشهد القادم انت تبحث عن جينا وهي تبحث عنك |
| Ama Münih'te iş arıyorsun. | Open Subtitles | نعم , لكن ان كنت تبحث عن عمل في ميونيخ ؟ |
| Polis, böyle dövmeleri olan kimliği belirsiz bir erkeği arıyor. | Open Subtitles | والشرطه الانه تبحث عن الرجل غير معروف يحمل هذا الاوشام. |
| Evet, bu kayıp kavim bir yuva arıyor, böylece tekrar tüneyip çürüyebilecekler. | Open Subtitles | قبيلتنا المفقودة تبحث عن موطن جديد لكي يمكنهم أن يسكنوا ويبلوا ثانية |
| İyiymiş. Sevgilin anneni arıyor. Sana iyi bir şey olarak geri döner. | Open Subtitles | هذا جيد، صديقتك تبحث عن والدتك، هذا يجب أن ينتهى على خير. |
| Karın için böbrek arıyorsan, sana ucuz bir şey bulurum. | Open Subtitles | وبما إنك تبحث عن كلى لزوجتُكَ سأقدم لك عرض خاص |
| Albüm çıkarmaya çalışıyorum. İş mi arıyorsunuz? | Open Subtitles | .أنا احاول أن اقوم بتسجيل مجموعة أغاني هل تبحث عن عمل؟ |
| Ben CIA çalışanı değilim. Ben oğlunu arayan bir anneyim. | Open Subtitles | أنا لست من المخابرات المركزية أنا أم تبحث عن إبنها |
| Kendisi inanılmaz bir kadın. Kızı 10 yıl önce kaybolmuş. O günden beri, kızını arıyordu. | TED | هي المرأة المذهلة التي تاهت ابنتها منذ 10 أعوام. ومنذ ذلك الوقت، ظلت تبحث عن ابنتها. |
| Kendine işkence edecek başka bir kadın arıyordun değil mi? | Open Subtitles | . اقصد, بأنك كنت تبحث عن امرأه اخرى لتعذبك, صحيح؟ |
| Neden bir şeyler aradığını bile bilmiyorum, harika bir hayatın var... | Open Subtitles | أنا لا أعرف لمَ تبحث عن أي شيء لديك حياة مثالية.. |
| Eğer acınızı paylaşmanız için birisini arıyorsanız korkarım yanlış adamı çağırdınız. | Open Subtitles | إذا كنت تبحث عن تعاطف, أخشى إنّك قد استدعيت الرجل الخطأ. |
| Kendi kızını ararken bana da birtane... bulabilirsin diye umuyordum. | Open Subtitles | كنت آمل بينما تبحث عن فتاتك, ربما تجدي لي واحدة. |
| Çocuk bir gün karşısına çıkıvermiş. O da çalışma ortağı arıyormuş zaten. | Open Subtitles | لقد أتى ظهر في أحد الأيّام وهي كانت تبحث عن شريك للدّراسة |
| Yaşamak için yeni bir yer aramaya başlasan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تبحث عن مكان جديد لتعيش فيه |
| Aptal müzikalini prova etme için başka bir yer bulmak zorundasın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تبحث عن مكان آخر لتتدرب على مسرحيتك التافهة |
| Şu varlıklara bakın, etrafta yüzüp yiyecek ve üreyecek yer arıyorlar. | TED | انظروا إلى هذه الكائنات، إنها تسبح، إنها تبحث عن مكان لتتغذى وتتكاثر. |
| Yani... eğer peşinde olduğun mutlu sonlarsa, başka bir yere bak. | Open Subtitles | لذا إنْ كنت تبحث عن نهاية سعيدة فابحث في مكان آخر |