| Ama senin de alt edebileceğine inanmıyorum. | Open Subtitles | لكن لا أظنك قادر على أن تتفوق عليه أيضاُ. |
| Gelecek yılın ödeneğini almak için Monroe'nun seni alt etmesini istemediğin gibi. | Open Subtitles | حَسناً, مثلما لَمْ تريدْي لمونرو أن تتفوق عليك وتحصل على المنحة السَنَةِ القادمة؟ |
| Ancak Gentoo'lar denizde onu alt etmişe benziyor. | Open Subtitles | لكن يبدو وأن بطاريق جينتو تتفوق على نظراءه في البحر |
| Kızgın, miyop bir komşunun tanıklığı diğer bütün kanıtları gölgede bırakmamalı. | Open Subtitles | شهادة جار غاضب قصير النظر لا يجب ان تتفوق على كل الأدلة الباقية الصور فواتير الخدمات |
| İyi bir hikâye her zaman gerçeği gölgede bırakır. | Open Subtitles | دائمًا ما تتفوق القصة الجيّدة على الحقيقة. |
| Ancak Gentoo'lar denizde onu alt etmişe benziyor. | Open Subtitles | لكن يبدو وأن بطاريق جينتو تتفوق على نظراءه في البحر |
| Bu adamları zekan ile alt etmeyi mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أن تتفوق بالذكاء على هؤلاء الأشخاص ؟ |
| Brooke Jane'yi çıldırtır. Jane'yi Janelikte alt eder. | Open Subtitles | (بروك) تدفع (جاين) للجنون إنها تتفوق عليها |
| Hükümet, Michiganlı komandoları alt edemez. | Open Subtitles | لن تتفوق الحكومة قط على بضع قاطني غابات بـ(ميتشغن) |
| Cezasını çekmek zorunda... Patronunu gölgede bırakmak kötü bir eylem. | Open Subtitles | سيضطر إلي أخذ الضربات ، لانة عملُ سيء أن تتفوق على رب عملكَ. |
| Milan Düşesini, altın güneşin, gümüş ayı gölgede bırakması gibi gölgede bıraktığını yazıyor. | Open Subtitles | كما الشمس الذهبية تتفوق على القمر الفضي |
| Sakın onu gölgede bırakayım deme yoksa seni kokteyl yiyeceği olarak sunarız! | Open Subtitles | وايّاك ابدًا ان تتفوق علية فوق المسرح! والا سوف يقدم عمال الخدمة "تاكو" مصنوع من قِرد! |