| Seçim kampanyası sırasında haddimi aştım. Hatalıydım. | Open Subtitles | لقد تجاوزتُ حدودي خلال الحملة وقد كنت مخطئة |
| Bunun kötü göründüğünü biliyorum ama buraya geldim yani bu durumu aştım. | Open Subtitles | وأعلم أن ذلك يبدو سيئاً، ولكنني هنا الآن مما يدل أني تجاوزتُ الأمر |
| Bunu ben çocukken yapardık. aştım artık onları. | Open Subtitles | نعم، كان ذلك عندما كنتُ طفلاً لقد تجاوزتُ ذلك |
| Onun biraz peşinden koşmak istemiştim ama bir yerde çizgiyi aştım. | Open Subtitles | ظننتُ أني كنتُ أتابعها فحسب.. وفي مكانٍ ما تجاوزتُ الحد |
| Sizce, hamile destekçisi olmakla sınırlarımı aştım mı? | Open Subtitles | أتعتقد أنّي تجاوزتُ حُدودي بأن أصبح مُساعدة حوامل؟ |
| Haddimi aştım. | Open Subtitles | نعم ، تجاوزتُ حدّي و أنا أتجاوز حدّي مرّة أخرى |
| Muhtemelen suçlamalıyım da, ama... Ben bunu aştım. | Open Subtitles | ..ربما ينبغي أن أفعل، لكن لقد تجاوزتُ الأمر |
| Bazı çizgileri aştım ve diğer tarafa dönmekte zorlanıyorum. | Open Subtitles | لقد تجاوزتُ حد ما... وأعاني مشكلة في العودة للجانب الآخر |
| Biliyorum, haddimi aştım. | Open Subtitles | أعلم أنني تجاوزتُ حدودي وأعتذر عن ذلك |
| Ama bunların hepsini aştım. | Open Subtitles | لكنّي الآن تجاوزتُ كلّ هذا.. |
| Bunları aştım ben. | Open Subtitles | لقد تجاوزتُ ذلك تماماً |
| Haddimi aştım. Özür dilerim. | Open Subtitles | لقد تجاوزتُ ملاحظتي، أعتذر |
| Duygusal davranıp haddimi aştım. | Open Subtitles | لقد إنفعلت، لقد تجاوزتُ حدودي! |
| Engelleri aştım! | Open Subtitles | تجاوزتُ الحواجز |
| Evet. Hey, aa. Orada çizgiyi biraz aştım. | Open Subtitles | أجل لقد تجاوزتُ الحدود هناك |
| Sınırı aştım. | Open Subtitles | لقد تجاوزتُ الحدود |
| Belki çizmeyi biraz aştım. | Open Subtitles | ربّما تجاوزتُ الحد. |
| Çizgiyi aştım, John, Kavanagh ile. | Open Subtitles | تجاوزتُ الحدود يا (جون) مع (كافانا) |
| Ve bende bunu aştım. | Open Subtitles | -كما أنّي تجاوزتُ الأمر . |
| Evet, tabii aştım. Çizgiyi aştım. | Open Subtitles | -نعم، بالطبع تجاوزتُ الحد . |