| Bazı çok eski sürüngenler, ısı toplamak için özel adaptasyonlar geliştirmişti. | Open Subtitles | بعض الـزواحـف القديمه كان لديها تكيف معين لمساعدتهم فى تجميع الحراره |
| benim işim her çocuğun en iyi fikrini toplamak ve çalışacağını umduğum şeylerle birleştirmek. | TED | وتكمن مهمتي في تجميع أحسن الأفكار التي يأتي بها الأطفال ومحاولة دمجها للخروج بشيء يمكن أن ينجح. |
| O kemiklerini tekrar bir araya toplamadan buradan gitsek iyi olur. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا قبل أن يعيد تجميع نفسه ثانية |
| Ama şimdi, şerefsiz piçler onları çocuk oyuncağı gibi bir araya getiriyorlar. | Open Subtitles | لكن الآن أولئك السفلة يستخدمون أطفال مصانع سخرة لإعادة تجميع ما تمزّق |
| Onları sadece numaralandırmıştım çünkü içlerinden çıkan DNA'ya göre düzenlemiştim. Oyuncak toplama hakkında düşündüğüm, | TED | هم كانوا مرقمين فقط بسبب الترتيب الذي استخرجت فيه تلك الحموض. ولكن ذلك جعلني أفكر في تجميع الدمى، |
| Yalnızca bir biliminsanı olarak kariyer yapmak istiyordu ve veri toplamaya başladı. | TED | كل ما كان أراده أن يكون أن يكون يعمل كباحث علمي و بدأ في تجميع بيانات |
| Şimdiki sorun ise parçaları ezilmeden toplamak. | TED | المشكلة الآن في تجميع القطع بدون أن تدهسهم السيارات. |
| teknolojinin ana sınırlarında farklı alanlarda bilgi toplamak için benimle beraber çalışan 10 kişi var,ve biz modeller inşa ediyoruz | TED | لديّ فريق من 10 أشخاص يعملون معي في تجميع البيانات باستخدام قياسات أساسية للتكنولوجيا في مختلف المجالات، و نبني النماذج. |
| Kanıt toplamak iyi bir fikir ama bunu zaten yaptık ajan Carly | Open Subtitles | عميل كارلي ولماذا تريد تجميع ادلة اكثر لقد حدث ذلك في ما مضي انا عميل كارلين وكنيتي كارلن وليس كارلي |
| bu aslında, şimdiye dek biriktirdiğin tüm bilgini ve deneyimini bir araya getirmek ve bilmediğin şeylerin arasına dalmakla ilgili. | TED | انه عن تجميع وتحصيل كل المعرفة والتجارب التي جمعتها حتى الآن لمساعدتك على الغوص في الأشياء التي لا تعرفها . |
| Hayatımızda önemi olan aletlerin hiçbiri böyle bir araya getirilmiyordu. | TED | فنحن لم نشهد أي تجميع رئيسي آخر في حياتنا صُمِّمَ بهذا الشكل. |
| İşte, onun çok sayıda göçebe ya da avcı-toplayıcı toplulukta savaş nedenli erkek ölüm yüzdelerini bir araya getirdiği grafiği. | TED | هذا رسم بياني وضعه معا يوضح و يبين نسبة وفيات الرجال بسبب القتال على سرقة المؤن أو الصيد و في تجميع الجماعات |
| Bir sınıf, üç oda ve bir yağmur suyu toplama sistemi toplam beş bin dolar. | TED | تبلغ كلفة غرفة الصف، ثلاثة صفوف دراسية ونظام تجميع مياه المطر خمسة آلاف دولار. |
| Lens, teleskobun gözlerimizden çok daha geniş bir ışık toplama alanına sahip olmasını sağlayan şeydi. | Open Subtitles | مكنت العدسات التيلسكوب من أن يحظى بمساحة تجميع ضوء أكبر من تلك التي في أعيننا |
| Modern teleskoplarda daha geniş toplama alanları yüksek hassaslıkta dedektörler vardır ve bunlar aynı nesneyi tek seferde saatlerce takip ederek ondan gelecek mümkün olan en fazla ışığı biriktirirler. | Open Subtitles | التلسكوبات الحديثة لديها مساحات تجميع ضوء أكبر و كاشفات عالية الحساسية تتعقب نفس الجسم لساعات من الزمن |
| Daha kimse bir şey bilmezken, onlar nesneleri toplamaya çoktan başlamışlardı. | Open Subtitles | بدءوا تجميع الأغراض قبل أن يعلم أى أحد ماذا يجرى |
| En iyiysi ne kadar göçmen varsa onları toplayıp buradan götürün. | Open Subtitles | لذلك من الأفضل لك تجميع ما لديك من مستوطنين و ترحل بهم من هنا |
| Birimsel virüsler sistem çapında toplanıyor. | Open Subtitles | الفيروسات وحدات تجميع على نطاق المنظومة. |
| Silah toplar, kaçış aracı çalar ve hedefini izler. | Open Subtitles | تجميع الأسلحة سرقة سيارة مهربة مراقبة هدفه |
| En az benzeyenler ayıklanınca, algoritma geriye kalanlara mutasyon ve yeniden düzenleme işlemleri uygular; oluşan yeni nesilden en benzer, yani en uygun olanları seçer. Bunu nesiller boyu tekrarlar. | TED | ما إن تتم برغلة الترانيم الأقل مماثلة، يمكن للخوارزمية إعادة تطبيق تغيّر وإعادة تجميع ما تبقى، وتحديد أكثرها مماثلةً، أو الأنسب منها، مجدداً من الجيل الجديد، وتكرار ذلك لعدة أجيال. |
| Aslında, Groupon* kullanabileceğimiz bir yer de var. | Open Subtitles | في الواقع، هناك واحد هنا حيث يمكننا استخدام تجميع. |
| Neden kaç saat çöp toplamam istediğini söylemiyorsun? | Open Subtitles | كم ساعة علي أن أقضيها في تجميع النفايات ؟ |
| Ayrıca iki partide de başka insanlar senin arkadaşlarını biraraya toplarlar. | Open Subtitles | كما أنهما الحفلان الوحيدان حيث على الآخرين تجميع... أصدقائك من أجلك... |
| Bilgileri toparlamak üzereyiz fakat köpek havlaması ile odaklanmak biraz zor oluyor. | Open Subtitles | قاربنا على الانتهاء من تجميع البيانات ولكن من الصعب التركيز ويوجد كلب ينبح |
| Hayır, daha çok veri toplamakla ilgili. | Open Subtitles | كلا ، إنه أشبه بكثير من تجميع المعلومات |
| Belki paramızı birleştirip, alacağının iki katı iyi bir arabayı paylaşabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تجميع أموالنا وتبادل سيارة ضعف لطيفة. |
| Moda dünyası, sosyete, - sanat eseri koleksiyonu ve bağırma... | Open Subtitles | عالم الأزياء ، و المجتمع ، و تجميع التحف و الصراخ |