| O masa için de, bu maskotu öpmek zorunda kaldım. Yapmak zorunda olduğum şeyi yaptım. | Open Subtitles | ومقابل حصولي على تلك الطاولة تحتّم عليّ تقبيل تلك المشعوذة, وقمتُ بما إلتزمتُ به. |
| İstediğin nemlendiriciyi bulabilmek için üç farklı yere gitmek zorunda kaldım ama sonunda buldum. | Open Subtitles | تحتّم عليّ الذهاب لثلاث اماكن مختلفة لأجلب المرطّب الذي تحبّه، لكن جلبت هذا |
| Yardımınız için teşekkürler. Zavallıyı öldürmeden önce engel olmak için polis çağırmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | تحتّم عليّ الإتصال بالشرطة لكبحهم عن قتله |
| Şimdi anlıyor musun neden Yapmak zorunda olduğumu? | Open Subtitles | الآن فهمتِ لماذا تحتّم عليّ الاتفاق معه؟ |
| - Zamanım yoktu. Hızlı karar vermem gerekti. Sıkıntı çıkmayacak, Annalise. | Open Subtitles | لم يكن لديّ وقت، تحتّم عليّ اتّخاذ قرار |
| Taşındığımızda değiştirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | تحتّم عليّ أن الإنتقال منها عندما إنتقلنا. |
| Sonra ben kenarda oturup Lucious'un şirketi Empire adına layık milyon dolarlık bir şirket haline getirmesini izlemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | ثمّ تحتّم عليّ أن أجلس على الهامش و أشاهد (لوشيس) يطوّرها إلى شركة منتجة لملايين الدولارات |
| Robert'ı vurdun. Seni öldürmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أرديتِ (روبرت)، تحتّم عليّ قتلكِ. |
| Yapmak zorunda olduğum şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت ما تحتّم عليّ. |
| Yapmak zorunda oldugum seyi yaptim. | Open Subtitles | فعلت ما تحتّم عليّ. |
| Ben Yapmak zorunda olduğum şeyi yaptım! | Open Subtitles | فعلت ما تحتّم عليّ! |
| - Zamanım yoktu. Hızlı karar vermem gerekti. | Open Subtitles | لم يكن لديّ وقت، تحتّم عليّ اتّخاذ قرار |