Henüz canlıyken yara derinin altında kanamış. | Open Subtitles | لأن الجرح قد أدمى تحت الجلد وهو ما يزال حياً. |
Bence senin derinin altında puding oluşuyor. | Open Subtitles | أعتقد أنك تزداد بعض الـ بودنغ تحت الجلد. |
tanesi 1,000 dolardan Deri altına yapılan enjeksiyonlar, toplam 20 defa. | TED | تكلفه حقن المضادات التي تعطي تحت الجلد هي 1000 دولار والعلاج يستوجب 20 حقنه |
Deri altı vasektomisi göğüs kısmını erkek biçimine sokar. | Open Subtitles | عملية استئصال الثدي تحت الجلد للحد من ظهوره للذكور |
Hayatta kalmalarının anahtarı kendi güneş koruyucularında yatıyordu. Yani, deri altında üretilen melaninde. | TED | يكمن مفتاح النجاة في الواقي الشمسي الخاص بهم والذي يتم صنعه تحت الجلد: الميلانين. |
Kayıt yapabilirler, hatta derinin altına zehir enjekte edebilirler. | Open Subtitles | هم قادرون على التسجيل حتى حقن السم تحت الجلد |
Nasırlarını iyileştirmek için morfin lâzım olacak bana derialtı şırıngası, kükürt merhemi tuvalet ispirtosu, neosalvarsan da. | Open Subtitles | لمعالجة إصابتك، سأحتاج للمورفين للحقن تحت الجلد مراهم الكبريت، الكحول الطبي |
Normal morlukların sebebi Derinin altındaki damarların kesilmesidir. | Open Subtitles | الكدمة العادية تحدث عندما ينحسر تدفق الأوعية الدموية تحت الجلد |
derinin altında kan ve sıvı birikmesi. | Open Subtitles | يتم وضعه من أجل السوائل و الدم تحت الجلد |
Yağ derinin altında bulunan bir birikimdir. Lipitlerden oluşur. Tamam, pekala. | Open Subtitles | تقصد إنها زائدة الوزن، حيث أن السمنة هي وجود القليل من الدهون تحت الجلد متضمناً ذلك ترهلات |
derinin altında gerçekten ne olduğunu bilmek canlı vücudunun anlaşılması yolculuğunda yeni yollar açacaktı. | Open Subtitles | معرفة ما يوجد تحت الجلد سوف يشق دروباً جديدة في هذه المهمة لتفسير الجسم الحي |
Deri altına lazer dövmeler yapılacak, sağ elin ya da alnın işaretlenecek. | Open Subtitles | سيقومون باستخدام الوشم بالليزر تحت الجلد ليضعوا علامة على يدك اليمنى أو جبهتك. |
Kaçırıldıktan kısa süre sonra boynunda Deri altına yerleştirilmiş metal bir çip buldu. | Open Subtitles | بعد أن اختطفت بقليل, إكتشفت شريحة صغيرة مغروزة تحت الجلد برقبتها. |
Deri altına yerleştirilip, acil tıbbi bilgiler için barkod gibi taranıyordu: | Open Subtitles | يمكن أن تثبته تحت الجلد ثم تقوم بفحصه مثل الكود للمعلومات الطبية الطارئة |
Ölümden önce oluşmuş Deri altı zedelenmeleri. | Open Subtitles | في مرحلة ما قبل الوفاة، وكدمات تحت الجلد. |
deri altında bulunan vericiniz kapatıldı. | Open Subtitles | فجهاز الارسال الخاص بك تحت الجلد قد تم ابطال مفعوله |
Çerçeveyi alıp kolundaki derinin altına yerleştireceğiz | Open Subtitles | نحن نأخذ هذا الإطار و ندفنه تحت الجلد من الساعد, هنا تقريباَ |
Teddy Walshun bilekleri sıkıca bağlanmış ancak derin bağ izleri çevresinde derialtı kan toplanması yokmuş. | Open Subtitles | معصمي تيدي والش كانتا مقيدتين بشدة ولكن لم تكن هناك تجمعات دموية تحت الجلد حول علامات الربط العميقة |
Sen Derinin altındaki şeyden korkuyorsun. | Open Subtitles | انت خائف مما تحت الجلد |
Bu deri altından ilaç vermek için kullanılır. | Open Subtitles | هذه المضخة التي تُزرع تحت الجلد وتفرز الدواء |
Bazılarınızın ailesi deri altınıza ya da dişlerinize izleme cihazları koydurmuş. | Open Subtitles | بعض آبائكم قاموا بوضع أجهزة تعقب تم زرعها تحت الجلد أو في ... |
-Evet evet ultraviyole ışınlar deri altındaki yara bereleri açiğa çıkarır | Open Subtitles | أجل ضوء الأشعة البنفسجية يخرج الكدمات تحت الجلد |