| "Aşk bir bankta iç çekmek değildir, ne de Ay ışığında bir gezinti." | Open Subtitles | "الحب ليس تنهيدة على مقعد في الحديقة, وليس نزهة تحت ضوء القمر. " |
| Werner'in limuzini, Ay ışığında, kabarenin arkasında bekliyor. | Open Subtitles | تنتظر تحت ضوء القمر .. خلف الكابريه سيارة الليموزين الخاصة بفيرنر |
| Hiç Ay ışığında şeytanla dans ettin mi? | Open Subtitles | هل رقصت مرة مع الشيطان تحت ضوء القمر الشاحب؟ |
| Demek istiyorum ki baksana,Atlantik'in üzerinde bir bottayız Ay ışığının altında ve mültecilerin çevrelediği. | Open Subtitles | أعني، إنظر إلينا ونحن على قارب بوسط المحيط الأطلسي تحت ضوء القمر ومحاطان باللاجئين |
| ..ayışığında, tropikal bir kıyıda dururken.. ..üstümüzde palmiye ağaçları hışırdarken. | Open Subtitles | واقفين على شاطيء استوائي تحت ضوء القمر تحفنا أشجار النخيل |
| Hiç Ay ışığında şeytanla dans ettin mi? | Open Subtitles | هل رقصت مرة مع الشيطان تحت ضوء القمر الشاحب؟ |
| Hiç Ay ışığında şeytanla dans ettin mi? | Open Subtitles | هل رقصت مرة مع الشيطان تحت ضوء القمر الشاحب؟ |
| Ama hiçbiri Ay ışığında alabalıkların sıçramasını izlemek gibi olamaz. | Open Subtitles | ولكن لا شيء يضاهي قفزات السلمون تحت ضوء القمر. |
| Bir anda geldikleri gibi, Ay ışığında atlarıyla uzaklaşmışlar. | Open Subtitles | لقد رحلوا فجأة تحت ضوء القمر كما جاءوا فجأة |
| Sonra uzun uzun yürüdük, derken Ay ışığında öpüşmeye başladık. | Open Subtitles | وبعد ذلك تمشينا فى أثناء الليل و بعد وقت قصير تغازلنا تحت ضوء القمر |
| "Ay ışığında pırıI pırıI parlayan bir iblis. Kötülüğün babası, çürümenin kardeşi. " | Open Subtitles | بركة كالإبريز، و تأهب تحت ضوء القمر أبو النذير و أخو المحنة |
| Bayan Van Schuyler, sizi Ay ışığında çok net gördüğüne yemin etmeye hazır. | Open Subtitles | السيدة فون شيندلر مستعدة ان تُقسم - انها رأتك بوضوح تحت ضوء القمر |
| Ve sonra gece yaparken samba Ay ışığında. | Open Subtitles | وبعد ذلك، في المساء، عندما نرقص معاً السامبا تحت ضوء القمر |
| Eyalet sınırını geçene kadar Ay ışığında gidiyoruz. | Open Subtitles | سنقود تحت ضوء القمر حتى نعبر حدود الولاية. |
| Pencerenin dışında ayakta dikilmiş. Ay ışığında beklediğini söyledi annesi. | Open Subtitles | أخبرتني أنه وقف خارج النافذة تحت ضوء القمر |
| Ay ışığında dalgaları seyrederiz. | Open Subtitles | ويمكننا بعدها مراقبة الأمواج تحت ضوء القمر |
| Ay ışığında yürüyorum | Open Subtitles | أنا لم أستغلها من أجل الذهب أنا أمشي تحت ضوء القمر |
| Beni kaputun üstüne yatırdı ve Ay ışığının altında sikiştik. | Open Subtitles | واستلقى فوقي وقمنا بممارسة الجنس تحت ضوء القمر |
| Ama bu gece açması lazım hem de Ay ışığının altında ve dolunay en tepedeyken. | Open Subtitles | تحت ضوء القمر المُكتمل عندما يكون في أوجّه |
| Ama seni orada, ayışığında görüşüm, beni birlikte olduğumuz zamanlara götürdü. | Open Subtitles | لكن عندما رأيتك تحت ضوء القمر جعلني افكر فيما كنا نفعله |
| Ay ışığındaki Valsımızı gerçekten yapabilmeyi. | Open Subtitles | نرقص (الفالس) تحت ضوء القمر |
| Kitap okumamı ve onunla beraber nehrin kıyısında ay ışığı altında yürümemi istiyordu. | Open Subtitles | إنها تريدني أن أقرأ الكتب وأتمشى معها تحت ضوء القمر على حدّ النهر |