| Pekalâ ama bölgedeki televizyon satıcısıyla senin adına konuştum bile. | Open Subtitles | حسناً ، لكنى قد تحدثت مع بائع التليفزيون المحلى بشأنك |
| Dale adında biriyle üç saat konuştum. Bana şaşırtıcı şeyler anlattı. | Open Subtitles | تحدثت مع رجل يدعى ديل لمدة 3 ساعات وأخبرنى بأشياء مدهشة |
| İkincisi, duruşma Pazartesi günü devam ediyor. Doktorlar ile konuştum. | Open Subtitles | ثانيا ,سيتم استكمال الجلسة يوم الاثنين لقد تحدثت مع الاطباء |
| Demek benimle değil ama kız kardeşimle konuştun, öyle mi? | Open Subtitles | حسناً, أذن , أنت تحدثت مع اختي ولم تتحدث معي؟ |
| Burada bütün gecenin kaydı var. Geraldine'le konuştun mu? | Open Subtitles | هذا يحوى كل احداث الليلة هل تحدثت مع جيرالدين؟ |
| Ibbs ve Tillet ile görüştüm... ilanlar ve biletleri halledecekler. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع آبس و تاليت سوف يهتمون بالدعاية والتذاكر |
| Az önce Londra'daki ofisle konuştum. Oraya taşınman gerektiğini düşünüyoruz. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | لقد تحدثت مع مكتب لندن وأعتقد بأنك يجب أن تذهبي هناك حقاً ؟ |
| Yönetimle konuştum ve senin kontratını başka bir takıma satacaklar. | Open Subtitles | تحدثت مع رئيس النادي، وقد باع عقدك إلى فريق آخر |
| Doğru, ama Samantha Morrison'la konuştum, bariyeri alçaltmanın bir yolu var. | Open Subtitles | نعم , ولكني تحدثت مع سامنثا ماريسون وهناك طريقة لإنزال الحواجز |
| Az önce John ile konuştum, ve artık resmi hale getirmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع جون و انا الان اريد ان اجعل هذا رسمي |
| Dennis, anne ve babamla konuştum. Paskalya'da büyük annemlerde toplanmamızı istiyorlar. | Open Subtitles | تحدثت مع والدي، ويودون لقائنا في منزل الجده في عيد الفصح |
| Bu liste hakkında bir hafta kadar önce insan kaynaklarıyla konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع قسم الموارد البشرية قبل أسبوع حول تلك اللائحة |
| ! Daha dün gece karımla konuştum, bana karantinadan falan bahsetmedi. | Open Subtitles | كلا، لقد تحدثت مع زوجتي بالأمس، ولكنها لم تخبرني بأمر الحجز. |
| O halde oturup jürinin kararını bekleyeceğiz. Evet, okul müdiresi ile konuştum. | Open Subtitles | إذًا سنجلس وننتظر هيئة المحلفين نعم, لقد تحدثت مع مديرة المدرسة تلك |
| Charles'la konuştum ve bu söylentileri kendisinin sızdırmadığını söyledi ve ona inanıyorum. | Open Subtitles | تحدثت مع تشارلز و هو لم سضع تلك القصص و انا اصدقه |
| Fakat barın sahibiyle konuştum, teklifinize teşekkür ediyor ama barı satmakla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | ولكنى تحدثت مع المالك هو يقدر العرض ولكنه ليس مهتم ببيع الحانه |
| Bu iş bir yere varmayacak. Profesörle konuştun mu? | Open Subtitles | هذا يثبت الفشل التام هل تحدثت مع أستاذك؟ |
| O kadınla konuştun. Niçin benimle konuşmuyorsun? | Open Subtitles | لقد تحدثت مع تلك المرأة لم لا تتحدث معي ؟ |
| Zaten partidekilerin hepsiyle konuştun! | Open Subtitles | يا صاحبي ، لقد تحدثت مع الجميع في الحفلة ؟ |
| Sayın Yargıç, Bölge Savcılığı'yla görüştüm. Savcılık, tüm suçlamaların düşürülmesini talep ediyor. | Open Subtitles | سيادتك , لقد تحدثت مع النائب العام الولاية ترغب بإسقاط كافة التهم |
| Ama hazır arkadaştan laf açılmışken hayat arkadaşınızla konuştunuz mu? | Open Subtitles | لكن بالحديث عن الأفضل هل تحدثت مع نصفك الأخر الأفضل؟ |
| Eğer sokağımda tuhaf arabalar görürsem eğer herhangi biriyle konuşursan, mesela federal bir ajanla, birini daha öldüreceğiz. | Open Subtitles | حسنا إذا رأيت أي سيارات غريبة في شارعي لو تحدثت مع أي شخص عميل فيدرالي مثلا |
| DA ofisi ile dün konuşup bana şimdi söylemene inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع ان اصدق انك تحدثت مع مكتب المدعي العام امس ، وولم تخبرني حتى الان |
| Hayır. Yani, insanlarla konuştum tabii, ama toplantı hakkında değil. | Open Subtitles | أعني، أنني تحدثت مع الناس لكن ليس عن موضوع الاجتماع |
| İtfaiyecilerin şefiyle konuştuğumda, yangının kaynağında sigara kalıntıları bulduklarını söyledi. | Open Subtitles | عندما تحدثت مع ضابط الاطفاء قال انه وجد بقايا سيجاره. |
| Calais'ye gidip mültecilerle konuşursanız; avukatlar, siyasetçiler, mühendisler, grafik tasarımcıları, çiftçiler ve askerlerle karşılaşırsınız. | TED | إذا تحدثت مع اللاجئين في كاليه فستلتقي بمحامين وسياسيين، ومهندسين ومصممي طباعة ومزارعين وجنود. |