ويكيبيديا

    "تحل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çözülmemiş
        
    • çözmek
        
    • çözmez
        
    • yerini
        
    • faili
        
    • çözülür
        
    • çözülmesini
        
    • çözer
        
    • çözüyor
        
    • çözülmez
        
    • çözmen
        
    • çözüldü
        
    • çözebilir
        
    • çözüyorsun
        
    • çözeceksin
        
    Üç, çözülmemiş çevresel endişelerin baskısı. TED ثالثاً، الاهتمامات البيئية الملحة التي لم تحل.
    Yan, planın her zaman yaptığın gibi orada oturup dava çözmek mi? Open Subtitles اذا مبدأيا ،، خطتك هي الجلوس فقط هناك تحل الجرائم كعادتك ؟
    Ama birkaç tane fen test kitabı burada olanları çözmez Open Subtitles ولكن بضعة كتب تخص العلوم لن تحل ما يحدث هنا
    Eğer öldürdüğü hücrelerin yerini alıyor ise, ne zaman başka birşey olursun? Open Subtitles لو أنها تحل مكان الخلايا التي قتلت متي ستتوقف عن كونك انت؟
    Sen aradıktan sonra altı tane faili meçhul cinayeti araştırdım. Open Subtitles بعد اتصالك.. وجدت 6 جرائم لم تحل قضيتها.
    Sonuçta, çatışmalar, neden arkadaş olduğunuzu hatırladığınızda, kendiliğinden çözülür. Open Subtitles النزاعات تحل بالتذكر لما أنتما صديقان بالأصل
    Açıkçası, grevin, bu sorunların mümkün olduğunca çabuk çözülmesini umut ediyoruz. TED وبالطبع أننا نتمنى أن الإضراب، أقصد نحن نتمنى أن تحل المشاكل بأسرع وقت ممكن.
    Henüz çözülmemiş kayıp olayınız var mı? Open Subtitles هل هناك اي قضايا اختفاء لم تحل في سجلاتكم؟
    Evet, ViCLAS bize doğu Kanada da çözülmemiş 1 9 cinayet olduğunu bildirmişti Open Subtitles نعم، فيكلاس أعطانا 19 جريمة قتل في شرق كندا لم تحل.
    Bir dizi çözülmemiş gerçek cinayetlerin geçtiği sahnede bulundular. Open Subtitles ضحايا الدميتان اللتان وجدتا فى الحياة الحقيقية لم تحل حتّى الآن
    Yani bu, aslında bulmaca çözmek anlamına gelmez. TED لذلك فإن هذا حقيقةً لا يعني أن تحل الكلمات المتقاطعة.
    Ama bu işi sen çözmezsen, senin için ben çözmek zorunda kalacağım. Open Subtitles ولكن إذا لم تحل هذه المشكلة فسأقوم أنا بحلها عنك
    Bu makine sorunları çözmez. Aksine yeni sorunlar yaratır. Open Subtitles هذه الأله لا تحل المشاكل فى الواقع أنها تخلق المشاكل
    Artık, evde ya da işte olsun, kardeşinin yerini alman gerek. Open Subtitles سواء كان ذلك بالمنزل أو العمل عليك أن تحل مكان أخيك
    Bölgede faili bulunmamış soygunları araştırdım. Open Subtitles كنت أبحث عن عمليات السطو التي لم تحل بالمنطقة
    Bu şeyler genelde kendiliğinden çözülür. Open Subtitles لقد تشاجرنا وقد تعصب عليّ. حسناً، هذه الأمور تحل نفسها.
    "Lanet öğlen yemeğinden önce sakal meselesinin çözülmesini istiyorum." Son. Open Subtitles أريد أن تحل مشكلة اللحية اللعينة قبل الغداء
    Nadir toprak rafinerisi bu krizi kesin olarak çözer. Open Subtitles مصفاة أرضية نادرة تحل هذه الأزمة بشكل دائم
    Fare zeki ve nihayetinde labirenti çözüyor, ama çıkış yolunu kendini yırtarcasına arıyor. TED ان الفئران ذكية .. ويمكنها ان تحل المتاهة في النهاية وهي تقوم ببحث واسع
    Şu kaşar peynir krizi kendi kendine çözülmez. Sizinle şurada burada görüşürüz. Open Subtitles أجل ، وهذه مشكلة لن تحل نفسها بنفسها لذا ، سأوافيكم بعدما تقومون بحلها
    Beni çözmen lazım, adamım. Bu lanet yerden hemen çıkmalıyız. Open Subtitles عليك أن تحل رباطي يا رجل , علينا أن نخرج من هنا
    Kendi kendine çözüldü. Open Subtitles تحل المشكلة بنفسها
    Bu ipler çok sıkı. Ellerimi çözebilir misiniz? Open Subtitles أتعرف, هذه الحبال ضيقة, هل يمكنك أن تحل وثاق يديّ فقط
    Üstlerinle fikir ayrılıklarını böyle mi çözüyorsun? Open Subtitles هل ذلك كيف تحل خلافاتك مع رئيسك الأعلى رتبة ؟
    Senin sorununu çözersek, sen de bizim bir sorunumuzu çözeceksin. Open Subtitles اذا حللنا لك مشكلتك سيجب عليك أن تحل لنا مشكلة أيضا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد