| İkinci bir ameliyata ve tekrar Anestezi verilmesine gerek yok. | Open Subtitles | ليس هناك سبب يجعلنا نمرره بجراحة ثانيه او تخدير ثاني |
| Genel Anestezi altında, pens ve vakum yardımıyla fetüsü alırız. | Open Subtitles | و سنضعها تحت تخدير عام و سنخرج الجنين بإستخدام القصّ |
| Bu ilaç ağrıyı dindirecek ve seni seher uykusuna daldıracak. | Open Subtitles | هذا الدواء سيساعدكِ مع الألم و يضعكِ في تخدير موضعي |
| Keşke bayıltıcı silahım olsaydı. | Open Subtitles | إذا لو كان معي مسدس تخدير لا ، لا ، هذا ليس سلاح تخدير |
| Böyle bir ameliyat uzun bir ameliyathane süresi ister, bir anestezist, kaburgandan kıkırdak almak için başka bir cerrah ve en az iki verrahi hemşiresi. | Open Subtitles | , جراحة كهذه تحتاج إلى غرفة عمليات , طبيب تخدير , جرّاح عام لازالة الزوائد و على الأقل ممرضتين جراحة |
| Daha fazla uyuşturucu kaybolursa söyleyeceklermiş. | Open Subtitles | يريدوا أن يلقوا باللوم على أي عقارات تخدير يتضح أنها فقدت. |
| Ben bir çocuk hastalıkları uzmanıyım, aynı zamanda da bir Anestezi doktoruyum, yani hayatımı çocukları uyutarak kazanıyorum. | TED | أنا طبيب أطفال وطبيب تخدير اي اقوم بتنويم الاطفال لكسب عيشي |
| Her yıl, güvenli Anestezi olmadan 35 milyon ameliyata teşebbüs ediliyor. Meslektaşım Dr. Paul Fenton | TED | 35 مليون عملية جراحية يتم اجراؤها في كل عام بدون تخدير آمن. زميلي الدكتور باول فينشين، |
| operasyon yapabilmişlerdir. Her yıl daha çok hastayı ameliyat travmasından kurtarabilecek yeni Anestezi teknikleri geliştiriliyor. | TED | وفي كل عام، يتم تطوير تقنيات تخدير جديدة من شأنها أن تضمن للمرضى تخطي أذى الجراحة. |
| Yoksa o sadece aşağılanmışların tahammül edebilmeleri için kullandığı bir ilaç mı? | Open Subtitles | أم أن هذه الكلمة هي مجرد تخدير هل يستعملها الذليل لكي يكون قادراً على التحمل؟ |
| İlaç, ağrı kesici olmadan, direk olarak Tanrı'dan. | Open Subtitles | مباشرة من الله ليس هناك تخدير ليس هناك مضادات آلام |
| Allah aşkına, beni ofisin ortasında bayıltıcı silahla vurdu. | Open Subtitles | لقد اطلق على ببندقيه تخدير لاجل السماء |
| Bu adam sizi bayıltıcı silah ile vurmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ هذا الرجل أصابكَ بنبلة تخدير |
| Ameliyata girmesini sağlar sandığım için bu ameliyata anestezist olarak girdim ben de. | Open Subtitles | لقد انضممت كطبيب تخدير في هذه الجراحة لأنني ظننت بأن هذا ماسيعيدها لغرفة العمليات. |
| Sen ve Shelby kendi adayınıza uyuşturucu vermek ve şantaj yapmak için anlaşmıştınız | Open Subtitles | أنت وشيلبي تآمرتما على تخدير وابتزاز مرشحكما |
| 12 numara skalpel, varsa 14 numara yarım daire sütur iğnesi ve epidural anestetik gerekecek. | Open Subtitles | سأحتاج مبضعاً رقم 12 وخيوط قياس 14، نصف طيّة إن توفّرت عندك -وإبرة تخدير فوق الجافية |
| Bir ajanı uyuşturmak yanlış anlaşılma değildir. | Open Subtitles | إن تخدير أحد العميل لا يمكن أن يُفسر بكونه سوء تفاهم. |
| Hayır, arenada babanla idi, onu oyuna getirdi, ve sonra onu yatıştırıcı tabancayla vurdu. | Open Subtitles | كلا كان يحتال عليه ثم أطلق عليه بمسدس تخدير |
| Tam zamanında uyanıp, diri diri yanmaları için sakinleştirici vermek. | Open Subtitles | تخدير أحدهم كي يستيقظ بالوقت المناسب ليحترق و هو على قيد الحياة |
| Ağır bir şekilde sakinleştirildi. | Open Subtitles | انها تحت تخدير شديد. |
| Yöntemi kızları uyutup fotoğraflarını çekmek. | Open Subtitles | طريقته في العمل كانت تخدير الفتيات و إلتقاط صورهنّ |
| Güzel, uzun zamandır narkoz altında. | Open Subtitles | سوف تعود جيّد , لأنّه في حالة تخدير لفترة طويلة |
| Kolunda morluk ve iğne izi vardı. Anesteziden olmuş olabilir. | Open Subtitles | لديها تلك الكدمة على ذراعها وآثار لإبرة تخدير على الأرجح |
| Daha önce Anestezisiz kemik iliği naklinde bulundunuz mu? | Open Subtitles | ـ من دون تخدير . هل سبق لك أن تبرعت بنخاع العظم من قبل ؟ |
| Hastaya süksinilkolin veya inhalasyon anestezikleri verdiyseniz ateşini sürekli kontrol etmeniz gerek çünkü bizim çocuk reaksiyon gösterdi. | Open Subtitles | عليك أن تراقبي حرارتها إذا قمتم بإعطائها "كلوريد الساكساميثونيوم" أو أدوية تخدير انشاقية لأن الطفل لدينا حصل له ارتكاس. |