| Yalan makinemizin analizleri onu bulmamıza yardım edebilecek bir şeyler sakladığını söylüyor. | Open Subtitles | وتحليل كشف الكذب يؤكد أنك تخفي شيئاً ربما يساعدنا في العثور عليه |
| Bu yüzden de, bir şeyler sakladığını düşünüyorum. | Open Subtitles | وهذا يجعلني نوعاً ما أعتقد بأنكِ تخفي شيئاً ما |
| Gelmeyeli çok zaman oldu, sanki bir şey saklıyorsun. | Open Subtitles | فقط بأنّك لست هنا في لذا لمدة طويلة مثل نوعي أفكر بأنك تحاول أن تخفي شيئاً |
| Kızım benden Bir şeyler saklıyor olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنّ ابنتي تخفي شيئاً عنّي |
| CIA'den bir şey sakladığını biliyordum. | Open Subtitles | أعرف أنك كنت تخفي شيئاً عن الإستخبارات المركزية |
| Bunu sen söyledin. Bir şey saklıyor, değil mi? | Open Subtitles | حسنا قلها لنفسك هي تخفي شيئاً حقاً ؟ |
| Gülüşüne baksana. Bir şeyler saklıyormuş gibi. | Open Subtitles | انظر الي الابتسامه تبدو كأنها تخفي شيئاً ماً |
| Bana bir şey saklıyormuş gibi geliyor. | Open Subtitles | و، هي تبدو لى كمثل .انها تخفي شيئاً .لربّما انه ليس كما تظنه |
| Eyalet cinayet masasının bir şeyler sakladığı belli. | Open Subtitles | من الواضح أن دائرة التحقيقات تخفي شيئاً |
| Beyninin yıkandığını söylemiyorum ama bir şeyler sakladığını biliyordum ve oraya gittiğimde haklı olduğumu öğrendim. | Open Subtitles | لا أقول أنَّ أحداً قد غسل دماغها لكنني علمتُ أنها تخفي شيئاً وحالما وصلت، اكتفشت أني كنتُ على حق |
| İş ve para konusunda bir şeyler sakladığını düşünüp endişe ediyor. | Open Subtitles | انها قلقة من انك ربما تخفي شيئاً ما شيء ما يخص العمل ، الأموال |
| Ama ben senin bir şeyler sakladığını düşünüyorum. | Open Subtitles | لكنني أعتقد أنكِ تخفي شيئاً ما. |
| Bir şey saklıyorsun ve ben öğrenmek istiyorum. Konuş. | Open Subtitles | أنت تخفي شيئاً وأريد معرفته، تكلم. |
| Uslu dur tamam mı? Bir şey saklıyorsun, saklıyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تتحرك، أنك تخفي شيئاً أليس كذلك؟ |
| Çünkü bir şey saklıyorsun. | Open Subtitles | لانك تخفي شيئاً ما. |
| Ancak, sürekli Bir şeyler saklıyor gibiydi. | Open Subtitles | ولكنها بدت دائماً إنها تخفي شيئاً. |
| Tamam. Bir şeyler saklıyor gibi görünüyordu. | Open Subtitles | حسناً، لقد بدت وكأنّها تخفي شيئاً |
| Oğlumun cinayetiyle ilgili Bir şeyler saklıyor. | Open Subtitles | إنها تخفي شيئاً حول مقتل ابني |
| Kızın bir şey sakladığını anlamak için akıl okuyucu olmaya gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك أن تكون قارئ أفكار كي تعرف أنها تخفي شيئاً |
| Birçok insanı kandırmış olabilirsin ama bir şey sakladığını biliyorum. | Open Subtitles | قد تكون خدعت الكثير من الناس لكنني أعلم بأنك تخفي شيئاً |
| - Kahpe karı bir şey saklıyor. - Kahpe karı kesin bir şey saklıyor. | Open Subtitles | تلك السافلة تخفي شيئاً ما - إنها بالتأكيد تخفي شيئاً ما - |
| Görüşüne bakılırsa, kurbanımızda sanki bir şeyler saklıyormuş. | Open Subtitles | يبدو أن الضحية كانت أيضاً تخفي شيئاً |
| Sanki bir şey saklıyormuş gibi bir saniyeliğine duraksadı. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}،وقد تردّدت لبرهةٍ قصيرة كما لو أنّها كانت تخفي شيئاً |
| - Bilmiyorum ama bir şeyler sakladığı belli. | Open Subtitles | لا أعلم لكن واضح أنها تخفي شيئاً |
| Sanırım bir şeyleri saklıyor. | Open Subtitles | أظن أنها تخفي شيئاً لربما السبب يكمن ببساطة في صدمتها |