| Not ortalamana bakan herkese karşı hayatın boyunca kendini savunmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل أنت مستعدة لخوض الحياة و أنت تدافعي عن نفسك في كل مرة يقرأ أحدهم نصك؟ |
| Bana kendini savunmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب أن تدافعي عن نفسكِ أمامي. |
| Seo-yeon'u savunman gerekiyor. | Open Subtitles | لكن لا يمكن أن تبقي في الخلفية الآن، rlm; عليك أن تدافعي عن "سو يون" |
| - Hakkını savunman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تدافعي عن نفسكِ. |
| Kendini savunmalısın, düşeceğinde korumalısın. | Open Subtitles | يجب أن تدافعي عن نفسكِ، وأن تحمي نفسكِ عند الوقوع. |
| M, bence yuvana dönüp kendini savunmalısın. | Open Subtitles | (إم), أعتقد بانه يجب أن تعودي إلى المنزل و تدافعي عن نفسك أيها الفتاة العجوز. |
| Kendi çıkarlarını koruman ve bunu hak ettiğine inanman gerek. | Open Subtitles | عليكِ أن تدافعي عن نفسكِ ضد الإنتقاد و تؤمني أنّكِ تستحقّين ذلك |
| Okulda içinde siyah bir ciğer olan kavanozu var. Pat, kendini savunmak zorundasın. | Open Subtitles | أتعلمي (بات), يجب أن تدافعي عن نفسك |
| Kendini savunman gerek artık. | Open Subtitles | يجب أن تدافعي عن نفسكِ. |
| - Kendini savunman gerek. | Open Subtitles | -يجب ان تدافعي عن نفسك |
| Kendi çıkarlarını koruman ve bunu hak ettiğine inanman gerek. | Open Subtitles | عليكِ أن تدافعي عن نفسكِ ضد الإنتقاد و تؤمني أنّكِ تستحقّين ذلك |