| Bitişikteki odayı da ayarladım. | Open Subtitles | لقد تدبرت أمر الغرفة المجاورة لكي تكون لك يا فرانسيس |
| -Tamam. -Sen ve takımın için biraz RR ayarladım. -Bence hakettiniz. | Open Subtitles | حسن, لقد تدبرت أمر إجازة لك ولفريقك أظن أنكم تستحقونها |
| İdare ediyor musunuz? | Open Subtitles | حسناً , كيف تدبرت أوضاعك في الفترة السابقة ؟ |
| Sen eve beşte mi geldin? Bunu nasıl başardın bakalım? | Open Subtitles | آه , وصلت لبيتك في الخامسة كيف تدبرت أمرك أيها المحظوظ . |
| Şerifin her şeyi hallettiğini düşünüyorum Başkan Lockwood. | Open Subtitles | لا، أظن مأمورة الشرطة تدبرت ذلك أيّتها العمدة (لاكوود). |
| Dedektif ölüm zamanını sormuştu ben de o işi olay yerinde hallettim. | Open Subtitles | المحققين يسألون عن موعد الوفاه لذلك تدبرت ذلك الأمر في موقع الجريمه |
| Bu sorunu kendi başına halledebilsen istediğimiz türden biri olduğundan endişe etmezdik. | Open Subtitles | لو تدبرت هذه المشكلة بنفسك، لن يكون لدينا شكّ في أنك الرجل المناسب لنا. |
| Biri yersiz konuştu. Sorunun icabına baktım. | Open Subtitles | ثمّة من أفصح بما لا يجب، وقد تدبرت المشكلة. |
| - Anlaştık. Sana ve ekibine küçük bir izin ayarladım. Bunu hak ettiniz. | Open Subtitles | حسن, لقد تدبرت أمر إجازة لك ولفريقك أظن أنكم تستحقونها |
| İçeri girin, Bay Spencer. İhtiyacınız olan her şeyi ayarladım. | Open Subtitles | أدخل إلى الداخل , سيد سبنسر لقد تدبرت كل شئ تحتاجه. |
| Şuna bak. 14 yaşındaki kızımı yanlışlıkla üniversiteli bir çocuğa ayarladım galiba. | Open Subtitles | أنظر , أظن أنني عن غير قصد تدبرت بموعد لفتاة ذات 14 عاماً مع فتى في الجامعة |
| Benim yerime, bir arkadaşımı ayarladım. | Open Subtitles | لقد تدبرت أمراً بأن تحل صديقة عني |
| Bu kadar uzun süre nasıl idare ettin, etkilendim doğrusu. | Open Subtitles | أنا معجبة بأنك تدبرت الأمر لهذه الفترة الطويلة |
| Son birkaç yıl bensiz oldukça iyi idare etti. | Open Subtitles | لقد تدبرت أمرها جيدا من دوني بالأعوام القليلة الماضية |
| Keats zaten Bayan Brawne'ı görmek istedi, ama ben idare ettim ve şehre gittiğini söyledim. | Open Subtitles | لقد طلب كيتس ان يرى الانسة برون لكنني تدبرت الامر وقلت انها ذهبت لكنني لم افعل |
| Yine de başardın. - Güzel. Tekrar hoş geldin. | Open Subtitles | ولكنك تدبرت أمرك ممتاز، مرحبا بك |
| İlişkimi mahvetmeyi başardın.., | Open Subtitles | لقد تدبرت أمرك لتدمير علاقتي الحميمة... |
| Bunu nasıl başardın? | Open Subtitles | كيف تدبرت الأمر ؟ |
| - İşi hallettiğini söyledi. | Open Subtitles | -قالت أنها تدبرت أمورها |
| Tabii Matt meselesini hallettiğini düşünürsek. | Open Subtitles | -أفترض أنّك تدبرت مسألة (مات ). |
| Ah, bebeğim, o konuyu hallettim. Dinle bak. | Open Subtitles | عزيزتي لا تقلقي بشأنه, لقد تدبرت أمري, تفقديه |
| Bu sorunu kendi başına halledebilsen istediğimiz türden biri olduğundan endişe etmezdik. | Open Subtitles | لو تدبرت هذه المشكلة بنفسك، لن يكون لدينا شكّ في أنك الرجل المناسب لنا. |
| Endişelenme. İcabına baktım. | Open Subtitles | . لا تشغلين بالك . لقد تدبرت الامر |