| Araziyi satın almak için fazladan para ihtiyaçları olduğunu söyledi bu yüzden Pederin bıraktığı 2500 doları ödünç verdim. | Open Subtitles | انت قلت لي انهم احتاجوا مزيدا من النقود لشراء الارض لذا اقرضت تلك الألفين وخمسمائة دولار التي تركها والتي |
| Bak, Joy'u sevmediğini biliyorum, fakat onun hapishanede kalmasına izin veremem. | Open Subtitles | اعلم أنك لا تحبين جوي لكن لا أستطيع تركها في السجن |
| Evet. Görünüşe göre, onu dört çocukla ve yarım yamalak bir gelirle bırakmış. | Open Subtitles | نعم، على ما يبدو، تركها مع أربعة أولاد ولم يترك لها أى أموال |
| Ama onu da beni 10 yıl önce nehrin kenarında bıraktığı gibi bıraktı. | Open Subtitles | و لكنه تركها كما تركنى على الجانب الآخر من النهر منذ عشرة أعوام |
| Seni hiçbir zaman onu terk etmeye zorlamadım, böyle bir şey istemedim bile. | Open Subtitles | لم أرغمك أبدًا على تركها، في الواقع لم أطلب منك حتى تركها لأجلي. |
| Belinizden olmak istemiyorsanız işini çoğunu yapmayı fana bırakmak en iyisidir. | Open Subtitles | و إذا أردت الأ ترميك أرضاً فمن الافضل تركها تعمل لوحدها |
| Şu an yaralı olan o ve onu burada bırakamam. | Open Subtitles | حالياً هي التي تأذت و أنا لا أستطيعُ تركها هُنا |
| Ne işe yararsa yarasın, bu şekilde açıkta bırakamayız. | Open Subtitles | أيَّا كان الذي تفعله , لا يمكننا تركها مكشوفة بهذه الطريقة |
| Bu Çin porseleni ve danteller de. Babamın bana bıraktığı 50 altını unutmayalım. | Open Subtitles | وأمتلك كل هذه الأواني الخزفية والمفروشات الكتانية وخمسين جنيهاً ذهبياً تركها لي أبي |
| Ne yani, şimdi babanın sana bıraktığı sorunu çözdün mü yani? | Open Subtitles | مفاجئة أوه,انتظري,هل تخبريني أنك حللت لتو المشكلة التي تركها أباك لك؟ |
| Kötü durumda olduğunu bile bile yalnız kalmasına nasıl izin verirsin? | Open Subtitles | كيف استطعت تركها لوحدها؟ بينما تعلمين أنها ليست على ما يرام |
| Söyler misin, yüce Gök Tanrısı sence Seth neden yaşamana izin verdi? | Open Subtitles | أخبرني يا إله السماء الحكيم .لماذا برأيكَ تركها سِتْ حيةً حتى الآن؟ |
| Bir görüntünün etrafında uçmasına izin verip ona video oyunu oynatabilirsiniz. | TED | ويمكنك ترك الذبابة لتلعب لعبة فيديو صغيرة عن طريق تركها لتطير في جهاز عرض مرئي |
| Görünen o ki, onu yayından otuz dakika önce serbest bırakmış. | Open Subtitles | يبدو ان تركها قبل ان يقوم مايكل بعملها ب 30 دقيقه |
| Şüpheli 3 güvenlik kaydını almış, dördüncüyü bırakmış. | Open Subtitles | المشتبه به أخذ ثلاث أفلام للمراقبة الرابع تركها وراءه |
| Tavuklar gruplar hâlinde yaşarlar, o yüzden öncelikle ortalama bir sürü seçti ve altı jenerasyon boyunca kendi hâline bıraktı. | TED | الدجاج يعيش في مجموعات، لذلك اولاً، اختار فقط قطيعة متوسطة، و تركها وحدها لستة اجيال. |
| Ona dedim ki, bırak uyusun. O da bıraktı kızı, uyuması için. | TED | اخبرته دعها تذهب لتنام, تركها تذهب للنوم |
| Otel odasında terk ettiği sizinkilerden daha küçük bir kızı var. | Open Subtitles | لديه فتاة صغيرة اصغر من ابناءك تركها في غرفة فندق وذهب |
| Benim yaşımda bir kadını düşüncelerle bırakmak kötü. | Open Subtitles | إنه أمر فظيع لتفعليه لامرأه فى سنى تركها وحيده مع أفكارها |
| Babamın taksisi bu. bırakamam. İşe çıkması için lazım ona. | Open Subtitles | هذه سيارة أبي، لا يمكنني تركها هُنا لأنّه يحتاجها للعمل |
| Bize gönderilmiş. Onu burada bırakamayız. | Open Subtitles | . كلا ، هي بالكاد وصلت لنا . ولا يمّكننا تركها |
| -Polis. -Görebiliyorum aşkım, ama yine de oraya bırakamazsın. | Open Subtitles | شرطة، يمكنني رؤيتك ذلك، مع احترامي، مازال لا يمكنك تركها هناك |
| Hadi. Onu bu şekilde yalnız bırakıp gidemeyiz. | Open Subtitles | لا نَستطيعُ الذِهاب و تركها هنا لوحدها هكذا. |
| Birkaç yıl önce bana listeyi açıkladığı bir mesaj bıraktığını öğrendim. | Open Subtitles | مُنذ بضعة سنين، وجدت رسالة تركها لي يوضّح فيها شأن القائمة. |
| Bir müşteri unutmuş olmalı. Yardımı olacağını düşünüyorsan okuyabilirsin. | Open Subtitles | حتماً زبون تركها يمكنك قرائتها إذا سيساعدك |
| - Kızı ta Alpler'e kadar götürmüş sonra da gondolda tanıştığı Fransız bir kız için onu otel odasında yapayalnız bırakmıştı. | Open Subtitles | لقد أخذها معه طوال الرحله الى جبال ألالب ثم تركها في غرفة الفندق جالسة من أجل فتاة فرنسية قابلها في جندول |
| Zaman makinesini gördü. Onu bu bilgiyle tek başına bırakamazdım. | Open Subtitles | لقد رأت آلة الزمن لذلك لم أستطع تركها هناك مع هذه المعلومة. |
| İleriki 18 yıl için bile bana bırakabilirsin onu. | Open Subtitles | يمكنكِ تركها معي على مدى الـ18 عام المقبلة |