| Bize bıraktığı tek şey düzgünce boğazlanmış bir öğretmen. | Open Subtitles | كل ما تركه لنا معلمة خُنقت بعناية ومهارة |
| Bize bıraktığı kitabın nedeninden çok ne olduğunu incelemek lazım. | Open Subtitles | و الكتاب الذي تركه لنا يطرح سؤال ماذا أكثر من سؤال لماذا |
| Şu aydın kişilerin Bize bıraktığı dünyada bir kovan içinde yaşıyoruz. | Open Subtitles | إننا نعيش في قشور من عالم تركه لنا أولئك المستنيرين. |
| Babamın Bize bıraktığı fabrikada kıçımı yırtıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل في المصنع الذي تركه لنا أبي |
| Büyükbabanız bize bıraktı ve o vefat etti. | Open Subtitles | جدك تركه لنا بعد أن وافته المنية |
| Babam öldüğünde bize bıraktı. | Open Subtitles | والدي تركه لنا عندما توفي |
| Babanın Bize bıraktığı hoş durumdan. | Open Subtitles | الوضع اللطيف الذي تركه لنا والدك |
| Bize bıraktığı zarfı almamız için gönderdi. | Open Subtitles | لقد ارسلني لأخذ ظرف تركه لنا |
| Bize bıraktığı, Profesör. | Open Subtitles | تركه لنا أيها البروفسور |
| Bize bıraktığı, profesör. | Open Subtitles | تركه لنا أيها البروفيسور |