| Onu çıkarmalıyız. Bana söylediğine göre bu işe dahil olmanı istemiyor. | Open Subtitles | .ـ علينا انقاذها .ـ دعني أذكركم أنها لا تريدك أن تتّدخل |
| Anladığım kadarıyla sanık avukatlığını sizin yapmanızı istemiyor | Open Subtitles | فهمت أن المتهمة لا تريدك أن تكون محامي الدفاع عنها |
| Annem aşağı inip yemeği hazırlamaya yardım etmeni istiyor. | Open Subtitles | أمي تريدك أن تنزل وتساعدها في تجهيز العشاء |
| Heomoroid ilaçları getirmeni istedi. | Open Subtitles | إنها تريدك أن تحضر لها بعض أدوية البواسير |
| Öyle birini kaybetmenin ne demek olduğunu bilemem fakat... senin mutlu olmanı isterdi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | الآن , لا أعرف ما هو شعور فقدان شخص ما هكذا لكن أعتقد أنها لكانت تريدك أن تكون سعيداً |
| Seni sevdiğini ve senin mutlu olmanı istediğini. | Open Subtitles | أنها تحبك وأنها تريدك أن تكوني في منتهي السعادة |
| Karma benim, senin ödülün olmamı istememiş olabilir, ama yine de sana bir ödül vermek istemiş. | Open Subtitles | ربما لم تُرد العاقبة أن أكون مكافأتك لكنها لا تزال تريدك أن تحصل على واحدة |
| Marion seni şüpheli tiplerle görmek istemez. | Open Subtitles | ماريون لا تريدك أن تقابلي أشخاص مشبوهين |
| Annen, gerçek babanı tanımanı istemiyordu çünkü onu terkederek çok incitmişti. | Open Subtitles | لم تكن تريدك أن تعلمي من هو أبوك الحقيقي لأنه جرحها كثيرا عندما هجرها |
| Albay Grant, senden Hindistan Ordusunun gözü ve kulağı olmanı istiyor. | Open Subtitles | عقيد غرانت تريدك أن تكون العيون والمسمع للجيش الهندي. |
| Sırf ona kalman için benden sıkılmanı ve evden gitmeni istiyor. | Open Subtitles | تريدك أن تتعب مني وتبعدك لكي تستطيع أن تملكك لنفسها |
| Görünüşe bakılırsa üzgün ve senin bilmeni istemiyor. Ne yaptın? | Open Subtitles | إنها غاضبة ولا تريدك أن تعرف ماذا فعلت ؟ |
| Sence neden annem seni evde çalıştırmak istemiyor? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أن أمي لا تريدك أن تقوم بأعمال المنزل |
| Dostum, o senin Troy'la dövüşmeni bile istemiyor. | Open Subtitles | كورديليا؟ حتى هي لا تريدك أن تحارب تروي. |
| Senden kalmanı istemiyor, Senden yardım etmeni istiyor. | Open Subtitles | هي لا تريد منك ان تبقى، هي تريدك أن تُساعد. |
| Ona çıkma teklif etmeni istiyor. | Open Subtitles | أنها تريدك أن تطلب الخروج معها |
| Peki neyi itiraf etmeni istiyor? | Open Subtitles | بماذا تريدك أن تعترف؟ بكل شيء. |
| - Büyükelçi, temsilciler kurulunun geldiğini söylememi istedi. | Open Subtitles | السفيرة تريدك أن تعلم أنّ الوفد البرلماني قد وصل |
| Senin zarar görmemeni istedi, ama bilirsin... gerekirse, işlerin pisleşebileceğinin farkındaydı. | Open Subtitles | ...لم تريدك أن تُصاب, لكن تفهمت أن الفوضى تقتضى ما حدث |
| Sizde kalmasını ve her zaman takmanızı isterdi. | Open Subtitles | كانت تريدك أن تحصلي عليها وأن ترتديها دائماً |
| - İyi zaman geçirmeni isterdi. | Open Subtitles | إنها تريدك أن تحظى . بوقتٍ جيد . أنا متأكدة |
| Doğurmak istediğini söylüyor. Aman tanrım. Emma'dan ayrılıp onunla evlenmeni mi istiyor? | Open Subtitles | يا إلهى, تريدك أن تنفصل عن إما وتتزوجها ؟ |
| Arkadaşı ona çıkma teklif etmeni istediğini söylemişti, değil mi? | Open Subtitles | وقالت صديقتها إنها تريدك أن تدعوها للخروج، أليس كذلك؟ |
| İyi olduğunu özgür ve mutlu olduğunu ve kimsenin onu tekrar yakalamasına izin vermeyeceğini bilmeni istemiş. | Open Subtitles | قالت أنها تريدك أن تعلم أنها بخير و أنها حرة و سعيدة و أنها لن تدع أحدا يمسك بها مرة أخرى |
| Belki annen bu kadar geç vakte kadar ayakta kalmanı istemez. | Open Subtitles | ربما والدتك لن تريدك أن تسهر لهذا الوقت |
| Annem polis olmanı istemiyordu,.. ...babam istemiyordu. | Open Subtitles | أمي لم تريدك أن تنظم أبي لم يريدك أن تنظم |
| Senin gerçekten mutlu olmanı istiyor çünkü seni çok seviyor. | Open Subtitles | هى حقاً تريدك أن تكون سعيدة لانها تحبك كثيراً |
| Ait olduğun diğer bir yer var ve annen, orya gitmeni istiyor. | Open Subtitles | هناك مكان آخر تنتمي إليه وأمك تريدك أن تذهب هناك |