| Devlet Müsteşar Yardımcısı beş dakika içinde görüntülü bağlantı kuracak ve Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | وكيلة وزارة خارجية الولايات أتيه إلى المركز في خلال خمسه دقائق و تريد أن تتحدث معك |
| Beth. Canım, bu bayan Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | عزيزتي "بيث"هذه السيدة تريد أن تتحدث معك |
| Seni yolda eve bırakırım, Susan Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | سأتركك هناك , فـ (سوزان) تريد أن تتحدث معك |
| Bu muhabir Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | هذه الصحفية تريد أن تتحدث معك |
| Karısı burada. Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | زوجته هنا, تريد أن تتحدث معك |
| Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تتحدث معك |
| Seninle konuşmak istiyor. Anladım. | Open Subtitles | تريد أن تتحدث معك, فهمت |
| Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | هي تريد أن تتحدث معك |
| Annem Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أمي تريد أن تتحدث معك |
| Daisy de Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | وهي تريد أن تتحدث معك. |
| Teddy'nin kızı, Seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | (إنها أبنه (تيدي تريد أن تتحدث معك |