| O mu arıyor, ha? "Kızı terk ettin mi?" diye mi soruyor? | Open Subtitles | هل تتصل بك؟ هل تسألك عن ما اذا انفصلت عني او لا؟ |
| Üçüncü Hanım majong oynayıp oynamayacağınızı soruyor. | Open Subtitles | الزوجة الثالثة تسألك هل تلعبين الماجونج ؟ |
| Basın, Dr. Drumlin'den sonra size birkaç soru sormak istiyor. | Open Subtitles | د. أروواى الصحافة تريد ان تسألك بعض الاسئلة بمجرد انتهائهم مع د. |
| Ortağımın sormak istediği, ikinizin kanka olup olmadığı. | Open Subtitles | ماتحاول شريكتي أن تسألك هو هل أنتما صديقان |
| İfadene karşılık sana bir teklifte bulunuldu mu diye soracak. | Open Subtitles | سوف تسألك عما إذا كنت قد عرضت أي شيء في مقابل شهادتك |
| Polisler, onları aramak için neden beklediğini sordu mu? | Open Subtitles | الشرطة تسألك لم تأخرت بالاتصال بهم؟ |
| Dedim ki, "Ray, seçim hakkında ne sorarsa sorsun Nucky'nin yaptırdığını söyle, şekerini al ve evine git." | Open Subtitles | وقلت له :" أي سؤال تسألك إياه عن الانتخابات يا "راي" فقط أخبرها أن "ناكي" أجبرك على فعله". واذهب لمنزلك. |
| Niye Arlene bunu her sorduğunda acayipleşiyorsun? | Open Subtitles | لماذا تهتاج دائمًا عندما تسألك آرلين عن هذا؟ آرلين؟ |
| Üyeliğimi arkadaşım yaptı. Aslında bu soruyu sana sormalıyım. | Open Subtitles | أصدقائي أضافوني على ذلك الموقع أنا من يجب أن تسألك ذلك السؤال |
| "Pazar günü öğle yemeğine gelir misin?" diye soruyor. | Open Subtitles | تسألك إن كنت تريد المجيئ لتناول الغداء الأحد |
| Si, ninem telefonda. Park konusunda yardıma ihtiyacın var mı diye soruyor. | Open Subtitles | سايمون, انها جدتي, تريد ان تسألك إذا كنت تريد مساعده في ايقاف السياره |
| Bayım, sanırım kız bel çantanızda para olup olmadığını soruyor. | Open Subtitles | سيدي، أظن إنها تسألك إنّ كان بحوزتك مال في حقيبتك الغريبة. |
| Moped kiralamak isteyip istemediğimizi soruyor. | Open Subtitles | إنها تسألك إن كنت نرغبين باستئجار دراجة بخارية |
| Soruyu size soruyor, bana değil. | Open Subtitles | ماذا يجب أن أقول أيضا؟ - إنها تسألك أنت وليس أنا - |
| FBI sana birkaç soru sormak istiyor. | Open Subtitles | المباحث الفدرالية تريد أنّ تسألك بعض الأسئلة. |
| Basın sana birkaç soru sormak isteyebilir. | Open Subtitles | الصحافةُ ربما تريدُ أن تسألك بعض الأسئلة في الحرمَ المدرسي |
| Bu konuda bir şey bilip bilmediğini sormak istiyor. | Open Subtitles | و هي تريد أن تسألك إن كنت تعرف شيئاً عن ذلك |
| Sonra sana başka ne dediğimi soracak. | Open Subtitles | ثم انها سوف تسألك ماذا فعلت أقول لك بعد ذلك؟ |
| Bunun, genç hayranların için nasıl bir örnek olacağını soracak. | Open Subtitles | سوف تسألك أي نوع من مجموعات الشباب معجبين بك |
| Polis Memuru Fleming sana bir şey sordu, Ryan. | Open Subtitles | إنها تسألك سؤالاً |
| Niye sorsun ki peki? | Open Subtitles | ولماذا قد تسألك ؟ |
| Sana bir ipucu vereyim, bir kadın sana böyle bir şey sorduğunda onay bekler. | Open Subtitles | دعني أخبرك بشيئ عندما تسألك فتاة سؤالاً كهذا فإنها تنتظر الموافقة |
| Sanırım bunu sana ben sormalıyım. | Open Subtitles | أعتقد أنني من يجب أن تسألك ذلك |