| Isıtma, soğutma, akrobasi arısı, dökücü, karıştırıcı vızıldama, dedektif numara yedi, kıl koordinatörü, çizgi danışmanı kene bakıcısı. | Open Subtitles | تسخين , تبريد , تدوير مفتش رقم سبعة, مشرف المساعدة ما رأيك ؟ |
| Tek ihtiyacımız olan şey bir pompaya Yüzbaşının kanını çekip ısıtmak. | Open Subtitles | كل مانريده هو ان نضخ وندور دم الرائد عبر جهاز تسخين |
| Bütün yaşamı boyunca odun ateşinde su ısıtıp yedi çocuğunun çamaşırlarını elde yıkamıştı. | TED | لقد كان الغسيل لديها يعني تسخين المياه على نار الاخشاب ومن ثم البدء بالغسل اليدوي لسبعة اطفال |
| Genelde lazer ışının enerjisi nesneleri ısıtır. | TED | في أغلب الظروف، الطاقة في حزمة أشعة الليزر تعمل على تسخين الأشياء. |
| Bir gezegeni ısıtmayı ise bir zaten kendi gezegenimizden iyi biliyoruz. | Open Subtitles | ولا يعتبر تسخين الكواكب أمرا غريبا علينا، فنحن نفعل ذلك على الأرض. |
| Senin şu antenin kaynar havuzu dondurabiliyorsa bir gölü ısıtabilir mi? | Open Subtitles | بما أن الصحن الذي صنعته يمكنه تجميد الينابيع الحارة هل يمكنه تسخين بحيرة ؟ |
| Yemeği yeni yedik ama açsan sana bir şeyler ısıtabilirim. | Open Subtitles | لقد تعشينا للتو , لكن يمكنني تسخين البعض , إذا كنت جائع |
| Eğer dışarıdan bir ısı kaynağı getirirsek, dokuya zarar verip test sonuçlarını etkileyebilir. | Open Subtitles | لو ادخلنا مصدر تسخين خارجى يمكن ان يدمر الانسجه ويؤثر على نتيجه الاختبارات |
| Samoalı biri arabaya düz kontak yaptırmaktan ne anlar ki? | Open Subtitles | ماذا يعرف هذا السامون عن تسخين اسلاك السيارة اللعينة |
| Gezegen dönerken, bütün karbondioksit buzunu ısıtacak, süblimleştirecek ve atmosfere karışacak. | TED | ومع دوران الكوكب سيتم تسخين كل ذلك الثلج الجاف ليتصاعد. ويذهب الى الجو. |
| Çoğu tekrar ısıtılmış, paket içinde yiyecekler. | Open Subtitles | والذي يقوم بإعادة تسخين الطعام وتقديمه للطلاب |
| Ve yapması da çok zor! Isıtma, soğutma, karıştırma. Krelman sürecinden geçiyor! | Open Subtitles | و من الصعب صنعها هناك تسخين و تبريد و تدوير |
| Isıtma, soğutma, karıştırma. Krelman sürecinden geçiyor! | Open Subtitles | هناك تسخين وتبريد وتقليب، تحتاجين لطاقم (كريلمان) كامل لذلك |
| Isıtma battaniyesi getirin hemen. | Open Subtitles | أعطني بطانيات تسخين |
| - Eleven'da Burrito'yu ısıtmak için bunu kullanırlardı. | Open Subtitles | إنها نفس التكنولوجيا التي يستخدموها إعادة تسخين الشطائر الملفوفة |
| Armando her şey için özür dileyip, taşları yeniden ısıtmak istedi. | Open Subtitles | لذا أصبح أرماندو متأسفا و أراد ان يعيد تسخين الحجر |
| tüm silindiri ve metali ısıtıp - soğutmak yerine, | TED | عوضا عن تسخين الاسطوانة كاملة وتبريدها كاملة |
| Bana dokunmadan önce elini ısıtır mısın rica etsem? | Open Subtitles | هل تمانعين في تسخين يديك قبل أن تتعاملين معي؟ |
| Koca kadının hayatı boyunca yemek ısıtmayı öğrenememesi inanılmaz. | Open Subtitles | كيفية عيش امرأة لحياتها من دون التمكن من تسخين شيء أمر لا يُصدق. |
| Evet, kıymetli vaktinizden zaman ayırıp benimkini ısıtabilir ve adisyonu getirebilirsiniz. | Open Subtitles | نعم يمكنك تسخين هذا ويمكنك ربما ان تستولي على الشيك الخاص بي ان وجدتِ وقتاً من خلال جدولك الصغير الثمين |
| Neredeyse konserveli her şeyden var. İstersen çorbayı ısıtabilirim. | Open Subtitles | هذا كلّ ما وجدته في قسم المعلّبات بإمكاني تسخين الحساء إن شئت |
| Biz içinde bulunduğumuz yeri ısıtmaya çalışıyoruz, ve bütün ısı pencereden çıkıp gitmeye çalışıyor. | TED | نحن نحاول تسخين المكان الذي نحن فيه، وكل ذلك يحاول الخروج من النافذة. |
| Diyelim ki bir arabayı 2 saniyeden evvel düz kontak yapabilecek memeliler. | Open Subtitles | قُلي الثديات التي يمكنها تسخين سلك سيارة في أقل من دقيقتين |
| Çökmenin enerjisi çekirdeği tekrar ısıtacak. | Open Subtitles | والطاقة المحررة نتيجة لذلك الإنهيار ستبدأ فى تسخين اللب مرة أخرى |
| Serum tak, 43 derece ısıtılmış salin. | Open Subtitles | بدء IV، تسخين المياه المالحة إلى 110 درجة. |
| Ve satıcıya yemeği onun için ısıtmasını söyledi. | Open Subtitles | وطلب من الكاتب تسخين وجبة الطعام اخرى له |