| - Söyleyemem. - Hala Hans'ın peşinde, değil mi? | Open Subtitles | ـ لا أستطيع النطق ـ ما زالت تسعى وراء هانس , أليس كذلك؟ |
| CIA yıllardır bunun peşinde. | Open Subtitles | وكالة المخابرات الأمريكيه ظلت تسعى وراء هذا لسنين |
| Laboratuara giren kimyager formülün peşinde değilmiş. | Open Subtitles | الكيميائية اللتي إقتحمت المخبر لم تكن تسعى وراء الصيغة |
| Bu pis tahta parçalarından uzaklaşmak ve peşinden gitmek şöhretinin ve talihinin peşinden gitmek. | Open Subtitles | أن تغادر هذه السفينة وأن تسعى وراء الشهرة والثروة |
| Belki de her zaman yanlış kızın peşinden gitmiyorsundur. | Open Subtitles | لربما أنت لا تسعى وراء الفتاة الخطأ دائما |
| Ama sen, bunu istemeyen dört kişinin peşindesin. | Open Subtitles | لكنّكَ تسعى وراء الأربعة الذين لا يرغبون |
| Sana hüküm hakkı bahşedecek şeyi arıyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تسعى وراء ما سيُضفي عليكَ شرعية الحُكم |
| Bu sarı keme yılanı, maymunların peşinde değil. | Open Subtitles | أفعى الجرذان الصفراء لا تسعى وراء القردة |
| Punare adı verilen bir Brezilya kemirgeninin peşinde. | Open Subtitles | إنها تسعى وراء قارض برازيلي يسمّى الجرذ البرازيلي |
| Şehirdeki tüm suç örgütleri bu bileziğin mi peşinde? | Open Subtitles | هل كل مؤسسة إجرامية في هذه المدينة تسعى وراء هذا السوار؟ |
| Şehirdeki tüm suç örgütleri bu bilekliğin mi peşinde? | Open Subtitles | هل كل مؤسسة أجرامية في المدينة تسعى وراء هذا السوار؟ |
| Athena ona inanmış, bu yüzden Vala'nın peşinde. | Open Subtitles | أثينا * صدقتها * * لهذا السبب فإنها تسعى وراء * فالا |
| Gerçeği, parasının peşinde olduğunu. | Open Subtitles | أنها كانت تسعى وراء الأموال. -هذه ليست الحقيقة بأكملها. |
| Belki de her zaman yanlış kızın peşinden gitmiyorsundur. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا أنت لا تسعى وراء الفتاة الخطأ دائماً |
| Bazen yapamadığın şeylere teslim olmaktansa değer verdiğin şeylerin peşinden gitmek en iyisidir, değil mi? | Open Subtitles | من الأفضل أحياناً أن تسعى وراء شيء تهتم لأمره من أن يكون بين يديك شيء لا تكترث به |
| Anne, eğer hayalinin peşinden gitmezse, her zaman pişmanlık duyar. | Open Subtitles | أمي، إذا لم تسعى وراء حلمها فستندم دائماً |
| Savaş kazanmanın tek yolu, avınız hakkında her şeyi öğrenmeye çalışmak ve sonrada peşinden, her şeyinizle birlikte gitmek. | Open Subtitles | عندها عليك أن تسعى وراء عدوك بكل طاقتك |
| İstediği şeyin peşinden koşan kızlara bayılırım. | Open Subtitles | أحترم الفتاة التي تسعى وراء مرادها |
| Tanınmak ve adını gazeteye çıkarmak için Sharon Marquette'in peşindesin bir de başsavcıya karşı gelecek sefer ofiste demokrat olarak bulunmak için şansını denemekten. | Open Subtitles | أنت تسعى وراء شارون ماركيت من أجل الشهرة وليظهر اسمك في الصحف ولتزداد فرصك في الترقيه إلى مدعٍ عام |
| Ama ailemden birinin peşindesin. | Open Subtitles | لكنك تسعى وراء أحد من أصدقائي، |
| Sen bir askersin ve tüm askerlerin aradığını arıyorsun. | Open Subtitles | إنّك جندي و تسعى وراء ما يتعين .على جميع الجنود فعل ذلك |
| Eğer aradığın özelliklere tıpatıp uymuyorsa kimsenin peşine düşmüyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تسعى وراء أي فتاة إلا إذا لائمت قائمتك من أعلى لأسفل |
| Deniz Kralı'nın peşindeysen unut gitsin. | Open Subtitles | إن كنتَ تسعى وراء ملك البحر العميق، فمن الأفضل أن تنسى ذلك |