| Belki de çantadakileri deşifre ettirme amacıyla üniversitedeki bir uzmana götürmüştür. | Open Subtitles | ربما أخذها إلى الجامعة, لكي يحصل على خبير ليفك تشفيرها |
| Veri bulurum, veri çalarım, veri deşifre ederim ama analiz etmem. | Open Subtitles | أنا مجرد تقني، أجد المعلومات وأسرق المعلومات وأفك تشفيرها ولكن لا أحللها |
| Adamlarına söyle bizimkilere yollasınlar. Dosyamın şifreli bir gönderme başlattığını söyledi. | Open Subtitles | دع رجالك يرسلونها علي الفور إنه يقول أن ملفاتي يتم تشفيرها |
| Bekleyin, ekte şifreli mesaj var. Şimdi şifresini çözüyorum. | Open Subtitles | انتظر هناك رساله مُشفره،مُلحقه بها يتم فك تشفيرها الان |
| Listeyi çalan her kimse şifresini çözmüş bile. | Open Subtitles | إذًا، مَن سرق القائمة تمكّن بالفعل من فكّ تشفيرها |
| Listeyi çalan kişi şifresini kırmış. | Open Subtitles | إذًا، مَن سرق القائمة تمكّن بالفعل من فكّ تشفيرها |
| Şeytani deha ürünü bir kodlama, Skipper. | Open Subtitles | تم تشفيرها بشكل ذكي وشرير , سكيبر |
| Tüm şifre ve kodlar değiştirildi ve yeniden şifrelendi. | Open Subtitles | كلّ كلمة مرور وكلّ كلمة سرّية تمّ تغييرها وإعادة تشفيرها |
| Milyonlarca sayfa, çoğu şifrelenmiş çözmesi kolay olmadı. | Open Subtitles | الملايين من الصفحات الكثير منها مشفرة , لم يكن سهل فك تشفيرها . |
| Yine Delilah'ın Malik'le konuşmalarından ve deşifre edilmiş metinlerden getirdim. | Open Subtitles | الكثير من النصوص التى تم فك تشفيرها وأحاديث دليلة مع مالك |
| Barrett'ın elinde; için de beni yakanların kimlik bilgilerinin bulunduğu, deşifre edemediği bir örtülü liste vardı. | Open Subtitles | (باريت) كان يمتلك قائمة لم يستطع فك تشفيرها تحتوي على هويات سرية لكل الذين تسببوا بطردي |
| Önemli olan, postanın internet ağındaki yolculuğu sırasında veya ulaştığı noktada deşifre olup, okunamayacağı bir şekilde şifrelemeniz. | Open Subtitles | الأمر الرئيسي أن عليك تغليف كل هذا... بطريقة كي لا يكون بالإمكان -فك تشفيرها وقراءتها ... |
| - deşifre edebilir misin onu bay... | Open Subtitles | -أتعتقد أنّ بإمكانك فكّ تشفيرها سيّد... |
| Kimyasal beyin ve yeniden şifreli için felaket Fbamkanna erişim ise | Open Subtitles | إذا كنت مصيبة فبإمكاننا الوصول إلى الدماغ، ونعيد تشفيرها كيميائياً |
| Sana şifreli bir laptop ayarladım. | Open Subtitles | لديّ حاسوب محمول مشفّر من أجلك به كلّ المعلومات التي فكت (أنجيلا) تشفيرها... |
| Verilerin şifresini benden başkası çözmeyi denerse veri tabanı kendini silecek. | Open Subtitles | البيانات ستمحو نفسها لو حاول شخص سواي أن يفك تشفيرها |
| Anlamsal kodlama. | Open Subtitles | تشفيرها ذو دلالة. |
| Bu tesisteki her bilgi şifrelendi. | Open Subtitles | كل ذرة معلومات في هذه المنشأة تم تشفيرها |
| - Takımımızın yaptığı tüm araştırmalar saklama amacıyla şifrelenmiş durumda. | Open Subtitles | -هذه جميع الأبحاث التي قام بها فريقنا ، تم تشفيرها للحماية. |