| Bankanın sigortadan para almak için 2 milyon dediğini düşündük. Herkes öyle yapıyor. | Open Subtitles | تصورنا أنّ المصرف ذكر ذلك للإحتيال على شركة التأمين فحسب، الجميع يفعل ذلك. |
| Basit bir örnekle, 1987'de bu adamın çılgın olduğunu düşündük. | TED | مجرد مثال بسيط، في عام 1987، تصورنا أن ذلك الرجل مجنون، |
| Şimdi, çarpmanın şöyle olacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | الآن ، إليكم تصورنا عن كيفية الإصطدام |
| Olayın şu şekilde gerçekleştiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | التالي هو تصورنا للذي حدث |
| Yani başlangıçta düşündüğümüzden çok daha büyüğünü yapacaktık. | TED | لذا، بحجم أكبر بكثير مما تصورنا إنه بالامكان الإنطلاق عقب البداية. |
| Ada düşündüğümüzden daha hızlı batıyor anlamına geliyor. | Open Subtitles | يعني أن هذه الجزيرة تغرق بأسرع مما تصورنا |
| Bizim beyaz ışık algımız yanlış ve aşırı basitleştirilmiştir, fakat bizim işlememiz için yeterince iyidir. | TED | إنّ تصورنا للضوء الأبيض خاطئ وبسيط بشكلٍ مفرط، ولكن بالنسبة لنا فهو جيدٌ للعمل بما فيه الكفاية. |
| Geçmişimize baktığımızda diğer gezegen yörüngelerinin Güneş sistemindeki yörüngeler gibi olduğunu hayal etmiştik. | Open Subtitles | لقد تصورنا أن هذه الكواكب ستبدو شبيهة تمامًا بالكواكب التي تدور حول شمسنا |
| Her birimizin güçlükleri yenmede hayal ettiğimizden çok daha yetenekli olduğunu bilmesini istiyordum. | TED | أردته أن يعلم أنَّ كلًا منا له من المرونة ما يفوق تصورنا |
| Calvera'yı başka yere yöneltmek için parayı yükseltmeyi düşündük. - Yanlış düşünmüşüz. | Open Subtitles | و كان تصورنا خاطئ لأنه لا يوجد مكان آخر يأخذ منه ما يريد |
| Sizi buraya ne getirdi? Geçiyorduk ve düşündük ki, "Joseph bize bir içki verebilir!" | Open Subtitles | كنا مارين من هنا و تصورنا بأن جوزيف ربما يعرض علينا شراباً |
| Konuşmaya ihtiyacın olduğunu düşündük. | Open Subtitles | لقد تصورنا أنك ستكونين بحاجة إلى أحد لتتكلمي معه لا سيما الآن |
| Sen daha önce hiç evlenmediğin için... seninle biraz konuşmalıyız diye düşündük. | Open Subtitles | وبما أنك لم تكن متزوجة من قبل تصورنا بأنه يجب أن نحظى ببعض الدردشة |
| Evet, biz de öyle düşünüyoruz. | Open Subtitles | أجل، كان ذلك تصورنا أيضاً |
| BBQ'nün barbekü anlamına geldiğini düşünüyoruz. Bu mantıklı. | Open Subtitles | -إذا تصورنا أن (بي بي كيو) تعني شواء . |
| Ayrıca personelin çoğunu da öldürdüler, Tomlinson dahil, yani demek oluyor ki Saunders Los Angeles'ta düşündüğümüzden daha geniş bir örgüte sahip. | Open Subtitles | ومعظم الموظفين, بما فيهم (توملينسون) هذا يعنى أن (ساندرز) لديه تنظيماً أكبر مما تصورنا |
| Bu büyük bir şey, Monica. düşündüğümüzden de büyük. | Open Subtitles | مونيكا انه اكبر مما تصورنا |
| Sanırım Walter olayı, onu düşündüğümüzden daha çok sarstı. | Open Subtitles | أستطيع فقط ان اجزم بأنّ حادثة والتر) آلمتها أكثر ممّا تصورنا) |
| Ay'ın ıssız yüzeyinin arkasından üçüncü defa belirirlerken Dünya'yı algımız sonsuza dek değişti. | Open Subtitles | كانت كما لو أنها ظهرت من وراء سطح القمر المقفر للمرة الثالثة أن تصورنا للأرض قد تغير إلى الأبد. |
| Ne değiştirdi, bizim algımız. | Open Subtitles | "الذى تغير هو تصورنا ." |
| Mutluluğumuzu nasıl hayal ettiğimiz, bizi birbirimizden ayıran konu, halbuki zaten ortak olduğumuz çok şey var, o da mutlu olmak istiyoruz. | TED | كيفية تصورنا للسعادة، تختلف من شخص لآخر، لكنها تحمل مسبقا عدة قواسم مشتركة بيننا، أننا نريد أن نكون سعداء. |
| Tahmin ettiğimizden daha becerikliymiş. | Open Subtitles | لقد إتضحَ بأنهُ داهيّة أكثرَ مما تصورنا. |