| İyileşme yeteneği onun geninin kendi kendine geliştirdiği bir mutasyon. | Open Subtitles | طبعاً، قدرة تعافيها هي التنظيم الذاتي لطفرة هذا المورث |
| Tabii ya. Onun iyileşme kabiliyeti, genin kendi kendini düzenleyen bir mutasyon. | Open Subtitles | طبعاً، قدرة تعافيها هو التنظيم الذاتي لطفرة المورث |
| İyileşme sürecini algılamak için buraya dönen ilk hasta değilsin. | Open Subtitles | - أنتِ لست المريضة الأولى التى تأتي وترغب في تفهم تعافيها |
| İyileşene kadar kendini yormayacağına söz verdi. | Open Subtitles | ولقد وعدتني أن تأخذ الأمور بروية في فترة تعافيها. |
| İyileşene kadar burada kalması gerektiğini söyleyin. | Open Subtitles | قولي أن عليها البقاء هنا أثناء فترة تعافيها. |